14 Mayıs 2011 Cumartesi

Gel vazgeç inadından...


| Yazılmayanlar arasında bulup çıkardığım kelimeleri yine senin için çiviliyorum zihinlere... Bu sefer olacak zihniyeti ile görülen bu ruyada; başrolde sen oluyorsun sürekli. Ne benim anlatmaya takatim var, ne de senin dinlemeye fırsatın. Temcit pilavı misali ısıtıp ısıtıp koyuyorsun ya umutları önümüze, işte o umutların tazeliği koksun etrafta bugün. Bugün başaklar eğilsin doluluklarından, dik durmasın hiçbir başak, yerle yektan olsun ağırbaşlılıklarından... Sevginin, Saygının ve Bağlılığın en naif noktalarında buluştur bizi. Buluştur hepimizi.Aklım; "Üzerinizde ki Mavi-Lacivert namusun hakkını verin yeter, yenilin yine gelin." diyor, gönlüm ise "Yeter artık." Ben aklın düşüncesi ile gönlün düşüncesi arasında gidip gelirken; gözlerimden damlaları bu kez sevinçten döktür, ağlamak en çok bize yakışacak o zaman. O zaman en çok ben ağlayacağım, en çok ve en sesli... Hıçkıra hıçkıra... Ağlamaya az bir zaman kalsın artık...

Bugün yarınlardan önceki gün. Bugün umudun gerisinde, hayallerin arkasında ki gün... Bugün sevdamızı haykıracağımız güne yakın gün... Bu çocuklar bugünden, yarını bekliyorlar umutla, bir kez daha ve inatla... Damarımız tuttu yine, her defasında inatlaşan, haykıran ve dik duran...

Yıllarca bizimle inatlaştında eline geçti, GEL ŞİMDİ VAZGEÇ İNADINDAN !

Hiç yorum yok: