27 Nisan 2013 Cumartesi

..gurbette Demirsporlu olmak !

İstanbul Tayfası'ndan Fatih ARSLAN kardeşimiz hazırladı bu videoyu. Kartalspor maçı öncesi ve sonra ile alakalı kısa bir film hazırlamış. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. İzlemekten mutluluk duyduk. Sizinle izlemenizi istiyoruz. Buyurun !



25 Nisan 2013 Perşembe

A2: Galatasaray 1-1 Adana Demirspor'umuz

"Altyapı"

Bu kelimenin ne anlama geldiği için sadece "taraftar" olmak yeterli. Adana Demirspor'un alt yapısında oynayıp, büyük yetenek sergileyip, daha sonra yuvadan uçan kuş misali kaptırdık çoğu futbolcumuzu. Ve bu durum sadece bizim (taraftarın) gururumuza dokundu. Ama yine de bırakmıyoruz, gerçek Demirspor'u..

Bugün, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde Adana Demirspor A2 takımımızın Playoff yolunda önemli bir sınavı vardı. Adana Demirspor İstanbul Tayfası olarak bizlerde bu yolda onlarla beraber olduğumuzu anlatabilmek ve gösterebilmek amacıyla saat 14:00 da tribündeki yerimizi aldık.


Esmer yürekli çocuklarımız topunu oynadı, tartışmalara girmedi, hocalarını dinledi ve 0-1 öne geçti. Ancak; her ne hikmetse, maçın hakemleri Galatasaray lehine akılalmaz fauller, ofsaytlar, taçlar ve kısacası Galatasaray'ın maçı kazanabilmesi adına büyük bir uğraş verdiler ve neticesinde de Galatasaray'a haksız bir penaltı kazandırdılar. Kalecimiz "Emre SELEN" e büyük bir güven olduğu, tribünlerden duyulan "Emre, Şener ağabeyini düşün oğlum. Şimşeğin onuru size emanet" sözleri ile kesinlik kazandı ve Emre sağına gelen penaltı vuruşunu kurtarmayı başardı.

Talihsiz bir gol yiyerek 1-1 eşitlik sağlandı. Hocamızın yapmış olduğu değişiklikler, beraberliği koruma adınaydı büyük ihtimal. Oyunun bu şekilde bitmesini ister gibiydi. Bizim çocuklar maçı bırakmayacaklarını söyler gibi 90+ da dahi kale çizgisine kadar gidebildiler. Sağlık olsun. 
Maç sonunda, esmer yürekli çocukları tribünlere çağırıp, atkılarımızı hediye ettik. Atkımızın üzerinde "Est sularus oth mithas" yazıyordu. "Onurum, hayatımdır" anlamına gelen... 

Biz onları seviyoruz. Çünkü; yürekleriyle oynuyorlar, çıkarsız..



24 Nisan 2013 Çarşamba

Dersimiz DEMİRSPOR

 Yaşadığımız ülkede her dönemin kendine has sorunları olmuştur. Ama bir konu var ki hep tartışılmış ama bir türlü çözüm bulunamamıştır...
 "Futbolda taraftar nedir, nasıl olmalıdır ?"
Ana tema bu. Bunun üzerinden yeni sorular atılır ortaya tartışmanın yönü değişir bazen. Günümüzde soru futbol sevdalıları arasında genel olarak şu şekille yorumlanmıştır;
 "Taraftar dediğin tribünde 90 dakika son nefesine kadar bağırır."
Günümüz taraftarının olması düşünüldüğü kimlik budur. Tabi bu diğerlerinin görüşü. Bizden önce sırada çok abilerimiz var ama biz de bir Demirspor'lu olarak bu taraftarın yapısı ve duruşu meselesine el atalım dedik. Ve aynı zamanda son günlerde yapılan olumsuz eleştiriler için belki bir aydınlanma, belki bir anlam karışıklığına düşmeme noktalarında yardımcı olur.
Evet !
Adana DEMİRSPOR kurulduğu günden itibaren belirli bir taraftar kitlesine sahip olan ve bu kitlenin de her gün artarak büyüdüğü bir Spor Kulübüdür. Birçok taraftar grubu için, hatta bütün taraftar grupları için demek yanlış olmaz sanırım, tribünler bağırıp çağırmakla ve küfretmekle yani diğer manada gündelik hayatın sıkıntılarından uzaklaşmanın bir yolu, bir huzura kavuşturucusu olarak görülmüştür hep... İnsanlar gider bağırır o statta. Hakeme söver, futbolcuya söver, faul yapana söver, gol yiyene söver... Çünkü evde, işte, ya da arkadaşlarlayken bir sorun çıkmıştır ve içini dökmesi lazımdır bu insanların. Statlar en uygun yer olmuştur bu konuda...
- Abi bu hafta derbi var, gel Adana DEMİRSPOR tarafına fazla biletim var, atmosfer filan müthiş gel stres atarsın.
+ Tamam olur.
 Bu arkadaş, statta, arkadaşının gazıyla bağırır, çağırır, hoplar, zıplar ve bir de Demirspor yenerse o gün bu adam artık koyu bir Demirsporludur. Kendine bağırmanın, haykırmanın iyi geldiğini farketmeden tutulur Demirspor'a. Ondan sonra da kendisi gibi maçta bağırmayanları Demirsporlu olmamakla suçlar. Dar bir bakış açısı... Eylem var onaylıyoruz ama eylemin niteliği sıfır !
DEMİRSPOR'luluk buraya kadar söylenenlerle olmaz, olamaz !
Kurulduğu günden bugüne dek taraftarlarının gerek tribünü sokaklara gerekse sokakları tribüne taşıması nezdinde ülkemizde ve şehrimizde futbola kozmopolit (çok yönlü) bir bakış açısı kazandırmıştır. İlk futbolcularının ve taraftarlarının demir yolları işçisi olması sebebiyle her zaman halkın sorunlarıyla iç içe olmuş ve takımın başarılarıyla da bir nevi halka kahramanı olmuşlardır. Bu nedenledir ki bu taraftarlarda hep bir sorumluluk bilinci hep bir öne çıkma potansiyeli oluşmuştur. İlk yıllar, ilk 30 yıl diyebiliriz sanırım, bir "Demirspor'lu duruşu" portresi yaratmıştır. Ve abilerimiz bu duruşu bizlere kadar getirerek bizlere de aşılamış, yaşatmamızı beklemektedirler. Ben 52 yıl önce İstanbulspor - Adana DEMİRSPOR maçını Mithatpaşa stadından canlı izlemiş adamlar tanıdım. 1-2 'de kazanmışız üstelik. Herkes bildiği, yaşadığı ve şahit olduğu kadar konuşmalı. Ben yaşadıklarım, duyduklarım ve analiz edebildiğim kadarıyla kurum olmaktan çıkmış kitleselleşmiş Demirspor taraftarlılığı üzerine açıklama yapmaya çalışayım;
Demirspor'luluk; Tribünlerde takımı desteklemek değildir. Onu okulda, evde, fabrikada ve sokakta yaşamaktır;
Demirspor'luluk; Holiganlık değil bir felsefedir;
Demirspor'luluk; Sevgi, saygı ve bağlılıktır;
Demirspor'luluk; Kaybettiğinde ağlamak, kazandığında gülmektir;
Demirspor'luluk; Düşene yardım etmektir, yaşlının elinden tutmaktır;
Demirspor'luluk; Bütün farkındalıkları bir yana bırakmaktır;
Demirspor'luluk; Bir orman gibi kardeşcesine yaşamaktır;
Demirspor'luluk; İhtiyacı olana kitap, defter gönderebilmektir, Hasta hemşehrisine düşünmeden kanını verebilmektir;
Demirspor'luluk; Kaybetse de vazgeçmemektir, takım halı sahada oynarken kaldırımda desteklemektir;
Demirspor'luluk; Delikanlı olmaktır, kadınına sahip çıkmaktır, annene ve babana saygısızlık etmemektir;
Demirspor'luluk; Her ne iş yapıyorsan o işin en iyisi olmaktır, kimseye kendini güldürmemektir, örnek alan değil, örnek olan olmaktır;
Demirspor'luluk; Haksızlığı yüksek sesle söyleyebilmektir;
Demirspor'luluk; Üstten bakmamaktır, hor görmemektir, küçümsememektir;
Demirspor'luluk; Geldiğin yeri ve kim olduğunu unutmamaktır;
Demirspor'luluk; Yaptığın her hareketle Armanı ve rengini temsil ettiğini bilmek, Maviyle yatmak lacivertle kalkmaktır;
Demirspor'luluk; Şeref, onur ve gururdur.

Azı mutlu, çoğu mutsuz ama hepsi umutlu çocuklara...
Dostluklarla!

22 Nisan 2013 Pazartesi

Hep hüzün, acı ve keder...

Tayfadan Çağdaş ağabeyimiz söylüyor;
"Sadece bana özel bir durum değil galiba... Bütün DEMİRSPOR'luların tadı yok bugün..." Doğru söylüyor.
Neden mi ? 

Bu hafta istisnai maçlardan birine rast geldi. Bu hafta maçı hep beraber oturup televizyondan izlemek yerine tribünden izleme fırsatı bulduk. 2012 ocağından bu yana ilk defa İstanbul'a maça gelen takımımızı destekleyecek olmamızın ve birazda ev sahibi konumundaymışız gibi olmamızın verdiği avantajla en güzel tribünü, pankartları amaçlıyorduk. Önce insanlara ulaşmak için stickerlar çıkarttık şehrin her yerine yapıştırdık bunları. Daha sonra "Abbas Ağa geceleri"nde toplandık. O gecelerde el emeği göz nuru pankartımızı yaptık, çok da beğendik, güzel dedik. Tabi Adana'dan ve diğer şehirlerden tayfalar da gelmişti. Pankartlar asıldı, bayraklar dikildi, formalar giyildi, davullar hazırlandı maçın saati beklenmeye başlandı. Her şey yolundaydı. Bugünü belgesel yapmalıyız diyorduk, maç hazırlıkları, tribün şovu ve tayfamızın kuruluş yıl dönümünden (20.04.2009) bir gün sonrasına denk gelen Kartalspor maçı... Biz üzerimize düşeni yapmış, yaklaşık 400 kişi kendimize ayrılan alanı doldurmuş, sırayı futbolculara devretmiştik...
Sonuç skandaldı... 3-1 !

O kadar umutluyduk ki bu sefer güleceğiz, bu şehri biz yakacağız, yastığa başımızı koyduğumuzda gururla gözlerimizi kapatacağız diye... Sahada alınan mağlubiyet Emeklerimizin ve uzun zaman sonra yeşeren umutlarımızın üzerine gölge düşürmüştü... O kadar heyecanlıydık ki o kadar yüksekten düştük ki bu neticeyle üzüntümüzün tarifi olamaz.
Tabi durum bununla bitmedi... Maşallah "Polis memurları"(!) dün tam performansınydaydı. Kartalspor taraftarıyla bir husumet ya da sürtüşme hiçbir şey yaşanmadı oysaki. Ama silahların ve jopların gölgesi altında stattan yaklaşık 400 kişi tek tek çıkartılmaya zorlandı. 13 saatlik yolculuk, alınan mağlubiyet, uykusuzluk ve  polisin bu baskıcı tavrı ortamı gerdi... Gözlerimle arkadaşlarımızın itile kakıla otobüse bindirilmeye çalışıldığını gördüm, sanki bir hayvanmış gibi. Bunun üzerine arkadaşlarımızdan biri, " Biz bir şey yapmadık bizi böyle döverek otobüse bindiremezsiniz, bu terörödür." dedi. Sadece kendi duyduğumu yazıyorum, net bir şekilde komiser şunu söyledi; "Çevik Kuvveti üzerinize yürütürüm, köpek gibi her yerinizi kırar öyle binersiniz bu otobüse."
Ne cam çerçeve indirdik, ne de rakip takımın taraftarıyla kavga ettik... "Ben devletim!" diyen, "Abi bir şey olmadı ki." dediğimiz zaman, "Bir şey olamaz da zaten" diyen bir polis kılığına girmiş terörist, provokatör grup ile karşı karşıya geldik. Tabi her polis böyle değildir zira aramızda aktif görev yapan şerefli, onurlu, gururlu polis arkadaşlarımız vardır ve saygı duyduğum insanlardır kendileri. Ama tabi bu Çevik Kuvvet birliklerinin sivil polisi bile linç ettiği vakalar mevcuttur. Bu da suçlu veya suçsuz ayırt etmeden "saldır" emri geldiği zaman altına aldığını insanlıktan çıkarcasına ezdiğinin göstergesidir. Dün üzüldük, darp edildik, baskı gördük, gözümün önünde polislerin 8-9 yaşında bir çocuğu düzeni bozdu diye grubun içine geri itilmesine ve çocuğun ağlayarak babasına sarılmasına şahit oldum. Ayıptır küçücük çocuk ne yapıyorsunuz dediğimde ise aynı şekilde jopuyla beni de geri iterek " Uzak dur!" dedi. Kendimi o an Cumhurbaşkanlığı'na bombalı saldırı hazırlarken yakalanmışım gibi hissettiren polise gerçekten acıyarak baktım. 

Uzun lafın kısası Çağdaş ağabey haklısın, hiçbirimizin tadı yok bugün.
Ve ısrarla söylüyorum ki;

Sevgi, Saygı, Bağlılık
Dostluklarla!

20 Nisan 2013 Cumartesi

Kartal maçı / Buluşma

Kartal maçı için İstanbul Tayfası pazar günü saat 09:30'da Beşiktaş'taki Kadıköy iskelesinde buluşacaktır..KESİNLİKLE GEÇ KALMAYIN ! Anadolu yakasında ki arkadaşlar ister kendileri gelsinler ister Haydarpaşa tren garından bizi beklesinler..Haydarpaşa'dan hareket saati 11:30 banliyösü..KESİNLİKLE GEÇ KALMAYIN , PAZAR GÜNÜ TREN VE VAPUR SEFERLERİ SINIRLI !!!!

13 Nisan 2013 Cumartesi

Şimşekler Grubu Kamuoyu Açıklaması !

ADANA DEMİRSPOR ADINI SİYASİ RANTINIZ İÇiN KULLANMAYIN!!!

Ali Ugur Akbas Cukurova Bld. Baskanlığı için adaylığını acıklamış.. Yaz aylarından beri aylardır defalarca söylüyoruz.. "Bu yönetimdeki yöneticiler Demirsporumuzu siyasi rant,reklam ve çıkar için basamak yapmaya çalısıyorlar" diye sürekli hatırlattık.. Zaman her konuda bizi haklı çıkardı.. Kimi seçimler için adaylığını açıklıyor, kimi belediyeden para dileniyor.. Yaz aylarında o koltuğa niye sımsıkı sarıldıkları tek tek ortaya çıkıyor.. Siyasi gelecekleri ve reklamları icin bizim kutsal sevdamız Demirspor'u basamak yapmak istediler.. Ali Ugur Akbas!!! adaylığının reklamı önündeki ADANA DEMiRSPOR adını kaldır.. Siyasi geleceğin için o adı kirletme.. ADANA DEMiRSPOR ismi sizden de, siyasi rantınızdan da, partilerinizden de daha önemli ve değerlidir.. 

HEPİNİZİ TOPLASAK RAHMETLİ BEKİR ÇINAR'IN TIRNAĞI ETMEZSİNİZ...

11 Nisan 2013 Perşembe

Açıklama..

Hayatını 930 kilometre uzakta Demirspor ile birleştiren yürekler..

Bilindiği üzere, yaklaşan "Kartalspor" maçı için hazırlıklar yapmaya devam ediyoruz. Bu tayfanın herbir üyesine, bizlere tekrar bir aile olduğumuzu hatırlattığınız için teşekkür ederiz.

Kimi arkadaşımız maddi, kimi arkadaşımız manevi destek oldu ve olmaya devam ediyor. Şu ana kadar yaklaşık olarak 700 TL civarı para toplandı. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, hesap isteyen arkadaşlara hesap verebiliriz ve bu en doğal haktır.

Pankart yapımı için gerekli zamanı ve yeri bu sayfadan bildireceğiz.
Tayfaya mensup arkadaşlardan bir isteğimiz var. Tribünün görsel anlamda güzel gözükebilmesi için evlerde kullanılmayan, ders notları vb. küçük kare şeklinde kesilerek, maç gününe kadar hazır edilmesi. Ne kadar çok konfeti hazırlanırsa, o kadar iyi bir netice alırız.

Emek veren her arkadaşımıza tekrar teşekkür eder, saygılar sunarız..

Bizim bu takıma bağlılığımız, etrafımızda ki güzel insanlardandır..

7 Nisan 2013 Pazar

Adana mavidir, Trabzon ise bordo-mavi !

 Bugün oynadığımız 1461 Trabzon maçını 1-0 kazandık. Maç 90 dakika boyunca orta saha ağırlıklı az da olsa iki tarafın da yaptığı ataklarla biraz vasat şekilde bir görüntü ortaya koydu. Oynanan futbolun vasat olmasının sebebi Luiz'in Mart ayında gösterdiği performansı bu maçta gösterememesi ve Erçağ'ın her hafta göze çarpan, büyümesi engellenemeyen göbeği...
Evet, takımımızın kaldıraçlarından Erçağ'ın son haftalarda kilo alıyor olması dikkatli gözlerden kaçmayacak şekilde göze çarpmaya başladı. Bugün kendisi için çok kolay toplar olarak andığımız birçok atak ve pasta koşamaması, ikili mücadelelerde topu kaybetmesi kilo alması nedeniyle performansının düştüğünün kanıtı olarak iddiamızı doğruluyor. Şener ise geçtiğimiz hafta kaleci Ramazan şokundan sonra kalede görevine geçerek bize biraz rahat nefes aldırttı ve görevini gol yemeden tamamladı. Tabi Şener'in gol yememesinde gerek defansın, gerek 1461 Trabzon oyuncularının sürekli serbest vuruşlarda baraja takılmasının da etkisini söylemeden de geçmek olmaz.
Maçta saha dışında yani tribünlerde ise hoş görüntüler vardı. Şimşekler Grubu'nun yeni pankartlarıyla deplasman yaptığı maçta renkli görüntülere şahit olduk. Bir grup 1461 Trabzon taraftarının Adana Demirspor sallaması ve nam-ı diğer "eko başkan"ın kendi imzasıyla açtığı pankart saygıya değerdi.

Ev sahibi takımın maça giden arkadaşlarımız için açtığı pankart...
Bunlar da ilk deplasmanını yapan yeni pankartlarımız...



















Sevgi, saygı, bağlılık
İnançlarımızla!

6 Nisan 2013 Cumartesi

Nedir bu Adana'lının Çektiği kardeşim ??


Şu anda Adana'da Belediye Başkanlığı yapan Zihni Aldırmaz, 

belediye çalışanlarının maaşından kesinti yaparak spor 

kulüplerine destek amacıyla bir fon oluşturdu. Adana’da son

üç yılda 48 amatör kulüp kuruldu. Fondan kulüplere son üç 

yılda toplam 17 milyon 300 bin lira dağıttı. Ancak bu paradan 

en çok sporcusu olmayan kulüpler faydalandı. Belgelerdeki 

Akkapı Spor Kulübü’nün 10 futbolcusu bulunuyor. İlk 11’in bile 

kurulamadığı takımdaki futbolculardan üçü kadın. İddialara 

göre Aldırmaz, mahalle muhtarlarına ve yakınlarına kulüp 

kurdurarak bu fondan yararlandırdı. Yardım edilen 

kulüplerden bazıları:



Güney Yıldızı:  155 bin TL


Huzurevleri Birlik (Oyuncusu yok): 64 bin TL

Seyhan Fatihspor (Oyuncusu yok): 140 bin TL

Adana Gençlerbirliği: 868 bin TL


Kazım Karabekir (Oyuncusu yok): 55 bin TL

Yüzüncü Yıl (Oyuncusu yok): 64 bin TL

YİYİN EFENDİLER YİYİN ELBET HESABI ELBET SORULUR.

Bilinsin istedik...

Sevgi, Saygı, Bağlılık!

Dostluklarla

3 Nisan 2013 Çarşamba

"Kim daha Demirsporlu ?! "

 Geçenlerde samimi olduğum bir arkadaşım bana "Ben senden daha Demirsporlu'yum." dedi.
"Ben senden daha Demirsporlu'yum."
Bizim gibiler için hazmı zor bir ithaf.
Sebeplerini şöyle sıraladı...
1) Benden daha eski Demirsporlu'ymuş, babası onu tâa çocukluğundan beri maçlara götürüyormuş.
2) Tribün kültürü fazlaymış, benden daha çok maça gitmiş.
3) Deplasmana aşikârmış, benden çok daha fazla gitmiş.
4) Ve de çocukluğundan beri bir Demirspor forması var.

Beni gözüne rakip olarak kestiren samimi arkadaşım bu değer notlarını bana tek tek söyledi. Hakkını vermek gerek sağlam rakip çıktı karşıma. Olaya kendi yorumumu katmadan bu arkadaşımın kriterleri çerçevesinde ben de ne kadar Demirspor'lu olduğumu arkadaşım gibi sebepleriyle beraber sıralayayım;

1) Ben o kadar eski Demirspor'lu değilim. Babam işçiydi ve ancak evi geçindirmeye yetiyordu geliri, beni hiç çocukluğumda maça götür(e)medi.
2) Pek tribün kültürüm yoktur. Ben o kadar maça gidemedim, Orta okul 2' den beri çalışıyorum hiç zamanım olmadı. İlk maçıma lise yıllarında gidebildim.
3)Deplasman maçlarına aşikâr değilim, ilk deplasmanıma üniversitede gidebildim.
4)Ve son olarak ilk formamı işe başladıktan sonra aldım...

Evet kriterler ve neticeleri ortada artık takdir size kalmış. Hadi bakalım "Kim daha Demirspor'lu !"
Dostluklarla !