3 Mart 2016 Perşembe

Kulüp Tayfur Havutçu'yla anlaştı





5 ocak gazetesi'nden edindiğimiz bilgiye göre, anlaşmak üzere İstanbul'a giden Sedat Sözlü dün Tayfur Havutçu'yla anlaşmayı sağlayıp geri döndü.

Adana Demirspor'da Osman Özköylü'den boşalan teknik direktörlük görevine Tayfur Havutçu getiriliyor...Başkan Sedat Sözlü dün düğmeye bastı. Özköylü ile yolların ayrılmasıyla beraber öğle saatlerinde soluğu İstanbul'da aldı...Burada birkaç hoca görüşme sağlandı. Akşam saatlerine gelindiğinde ise önemli isim Tayfur Havutçu ile masaya oturuldu.
Yapılan görüşmeler neticesinde Tayfur Havutçu, Adana Demirspor'da çalışmaktan dolayı büyük mutluluk duyacağını iletti. Bu ifadenin ardından Başkan Sedat Sözlü 'tamam' dedi ve el sıkışıldı. Başkan Sözlü ile Tayfur Havutçu bugün Adana'da olacaklar ve sözleşme imzalanacak. Tayfur Havutçu ilk idmanına bugün çıkacak.
Başkan Sözlü, Adana Demirspor'un iyiliği için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerinin altını çizerken,"Dilerim bu yolun sonunda şampiyon oluruz. Zaten amacımız ve çalışmalarımız da buna yönelik. Bundan sonra daha titiz davranıp daha dikkatli olarak yetenekli oyuncularımızla başarıdan başarıya koşacağız."diye konuştu.

5 OCAK GAZETESİ

28 Şubat 2016 Pazar

Geç Yazdık Ama Yazdık: Sarmaşık - IVY

 

 Tolga Karaçelik resimsel tarzını bozmadan devam ediyor. Nefes alacak vakti olmasın zaten. İyi işler çıkarmaya devam...
  
  Değinmeden olmazdı. Nadir Sarıbacak Demirsporlu bir karakteri canlandırıyordu filmde. Bazen polarıyla bazen formasıyla belli ediyor bunu. Belki en doğal Adanalıyı oynuyor şimdiye kadar. Asi bir Demirsporlu... Bu gerçekçilik gözleri onun üzerine topluyor evet. Ama film diğer ölçüleriyle de dikkat çekilmeye değer. Sanki Tolga Karaçelik toplamış bütün ekibi, "Bakın güzel insanlar siz bugüne kadar bir sürü iş yaptınız, onları bırakın şimdi beni dinleyin. Herkes kafasına göre en iyi işi yapsın. Deneysel de olsa takılın." 
  
  Epizotlara ayrılmış şekilde izliyoruz hikayesini, hikaye sanki Türkiye halkını karakterleştirilmiş kişilerce Karaçelik'in gözünden bize seriyor. Baskıcı bir Erk'e direnmede kolektifleşme hikayesi... Ses olarak baktığımızda bana mı öyle geldi bilmiyorum ama bazen sağ kolondan bazen sol kolondan solo sesler geliyordu. Yani ses bir tarafa veriliyordu bazen. İlk karakterlerin vapura biniş sahnesinde de sesler çok üst üste biniyor. Resimsel açıdan Gökhan Tiryaki'nin kendi isteğiyle olduğunu düşündüğüm resimler var. Zincire bağlanan kamera veya o geniş depo resmi. Bunlar tartışmalı muhabbetler. Ama çok başarılı deneysel hareketler. Oyuncularda da böyle güzel kendi kendilerine hadi işinizi gösterin bana dediğimiz hareketler var. Bu deneysellik ve hadi performansınızı gösterin muhabbeti tadından yenmiyor.

  Hikaye de Kürt karakterinin kaybolmasından sonra kafalar biraz karışıyor. Orada seyircinin genelinin çözemeyeceği bir durum olduğunu düşünüyorum. Olaylarda hakikaten Kürt karakteri geri dönüyor mu? Yoksa bunlar Nadir'in ya da Cenk'in kafasında mı dönüyor? Bunlara cevap bulmak cidden zor. 
  
  İnsana izledikten sonra konuşacak adam arattırıyor. Endüstriyel sinema toplumunda da bu filmi izleyeni bulmak zor. Ben ilk çıktığı zaman izlemiştim ama hala seansları devam ediyor sanırım. İstanbul da Beyoğlu Sineması'nda izleyebiliyorsunuz. Bazı şehirlere de turne düzenliyor sanırım. Gidilsin, görülsün.

 Musa Arslan


24 Şubat 2016 Çarşamba

Garip Akımının Kurucusu, Orhan Veli'nin Meşhur Şiiri

Ne kadar ikinci karıyı almış Kozanlı oturuşu yapsa da etkiledi bugün bu şair beni. Şiir güzeldir, ruhun şırdanıdır. Gece yenir, tadında yenir ama doyurur.  Okuyun, okutun...



Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz?
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
                  Sanki bizim süper denen o lige çıkmamız için hissettiklerimizi anlatıyor del mi?