29 Eylül 2009 Salı

Arma'nın Peşinden :.



Bir İbrahim KANDEMİR yapımı yine... İzlememiştim ama güzelliğinden şüphem yoktu... Facebook denen zıvarta da gezer iken gördüm bir bölümünü "Balamir Abi" ile sohbet ederken açılmış kameralar... Destek verilerek gelişebilecek bir proğram olma niyetinde gibi gözüktü bana bu proğram...

Demirsporlu olupta sevmediğim kimse yoktur ama Balamir Abi yi bir başka severim nedendir bilinmez... Konuşmalarını dinlerken tüm demirsporluların dinlemesi lazım demek geldi içimden... Bir ara yazmıştım bloğa geri dönmek mi istiyorsunuz diye... Aynı düşünceyi paylaşmış Balamir Abi geriye gitmek istemiyoruz, güzelliklere gölge düşürmeyin, küfür etmeyin diyerek... Balamir Abinin yanında 10 dakika durup bir anı dinleyen kişi ne olursa olsun Demirspor u yalnız bırakmaz, tribüne gelip te küfür etmez... Gidin 10 dakikanızı ayırın o hasreti dinleyin nağmelerle...

Biliyorsunuz blogda "SÖZ ŞİMDİ BİZDE" isimli bir bölüm var taraftarlarla röportaj konulu İbrahim Abi nin fikri benziyor "SÖZ ŞİMDİ BİZDE" ye ama bizim ki biraz daha ulusal :) İbrahim KANDEMİR isminin bulunduğu her yerde gözümü dört açmaktayım ve sizede gözünüzü o yöne kaydırmanızı tavsiye ederim...

Arma'nın Peşinden :. gitmeye devam edelim ama...

Sağa sola taş atmak yok, küfür etmek yok... Atanı ben alırım...
Bizim malımız zaten Demiryollarının malı...

Düşüncesi ile...

Saygılar...
Demirsporluluğun en güzel tarafıda acılara gülümseyen çocuklar yetiştirmiş olmasıdır.

27 Eylül 2009 Pazar

Adanademirsporumuz:2-1:Elazığspor

Yine sinir,yine stres...İlk yarı çok kötü bir futbol vardı ortada.Pek bir şey demeye gerek yok ortada bir futboldu,direkten dönen bir şutumuz vardı.İkinci yarı ilk 15dakika gerçekten çok iyi bir futbol vardı,takımımızın oynadığı oyundan zevk alıyordum.İşte bu hep böyle mücadele edin yenilirseniz bile böyle mücadele edin.Canımızı verelim size ! Zaten o sıralardada Demirsporumuz golü atarak 1-0 öne geçti.Cevat'ın bu golde defanstan verdiği mükemmel pas değinilmeyecek gibi bir pas değil.Yaptığı asistten ötürü kendisini tebrik ediyorum.
Taki golü yiyene kadar sürdü bu mücadele.Defanstaki kademe hatasından,içeriye sızan top kalemizde gole dönüştü.
Alican'ın geçen maçtaki gibi 2.yarı oyuna girmesiyle takım yine canlandı,kendini buldu.Tayfun Özkan takımımızın 2.golünü atarak Alican ile birlikte galibiyeti getiren isim oldu.
Alınan galibiyetten ötürü Adanademirsporumuzu tebrik ediyorum.
Fakat benim değinmek istediğim başka bir konu var.Önemli olanın hatice değil netice olduğunu biliyoruz ama kimse kusura bakmasın yine çok stresli bir maç geçirdik,vezarzor bu maçı kazandık.Peki bu maçtan sonra basın açıklaması yapan abilerimle ben farklı bir maç mı izliyorum ? Çıkan abiler 2.yarı mükemmel oynadık takım çok iyi oyundan çok memnunum falan diyorlar.Eğer 2.yarı harbiden mükemmel bir oyun oynadıysak ben futboldan anlamıyorum.
Neyse artık bu kadar çok eleştiri yapamyacağım,bende kalsın.Çıkan abilerimiz takıma çok güveniyor ve şampiyon olacağımıza iyi işler yapacağımıza inanıyorlar.
Bende Bekir Çınar başkanımızın dediği sözlere inanıyorum.Çünkü kendisini çok seviyorum ve bu takımın her zmana iyiliğini istediğini biliyorum.Kendisine güvenimiz sonsuz ve Bekir Çınar'ın dediği her söz teminat niteliğindedir.Başkanımız şampiyon olacağız diyorsa bizimde inanmaktan başka yapacağımız bir şey var.Bu takımı yıllardır olduğu gibi desteklemeye devam etmek.
İyi gününde kötü gününde hep yanındayız..
Biz Demirsporluyuz...

MUTLU UYU NİHAT ABİ...




Dün gibi hatırLıyorum oku değişini, şimdi izLiyoruz yitip gidişini .. geçsede günLerin biLakhis üçü beşi, hatırLarım satır araLarımda seni nihat abi .. (İbrahim KANDEMİR)

26 Eylül 2009 Cumartesi

BİR TARAFTARDAN MEKTUP



Bir taraftan SPOR01'e Elazığspor maçı öncesinde iki bölüm halinde mektup göndermiş. Bende aynen aktarıyorom...


Geçen yıl 2-2 biten Bucaspor-Adana Demirspor maçı öncesinde tribün liderlerinden Göksel Tel'in tesis baskınında tellere yapışarak,yüreğinin en derininden bağırdığı gibi:
Bir mağlubiyet olabilir,iki mağlubiyet olabilir,
ama artık çıkarın şu takımı ya...
resmen karşımızda duruyorsunuz,
sizler istedikten sonra yaparsınız,
trilyonlar sizin olsun,canımı alın ama,
şu takımı çıkarın...

Ulan ruhumuz bedenimizden çıktı,
çıkarın artık şu takımı ya,
Muhammed,isa aşkına çıkarın,
şu kulübün bir kuruş parası kursağınızdan geçtiyse,
onun hatırına çıkarın,
güngören maçı öncesinde,konyada bilet kuyruğunda çıkan kavgada vurulup 21 yaşında kara toprağa düşen tekinin anısına çıkarın,
gezin ulan kulübün içinde,
eski resimlere bakın duvarlardaki,
17 yıl süper ligte oynayan,
federasyon kupası finali oynayan,
eski zaman topçularından utanın,
onların hatırına çıkarın,
gazipaşa bulvarında dolaşın,
fatih terimin takım arkadaşı,
devrinin en ünlü topçularından biri olan,
yıllarca 1.ligte top koşturan,
şimdilerde top oynasaydı paraya para demeyecek,
şuan kasetçilik vs. yapan,
demirspor formalı birini gördüğünde,
yüreği göğsünden çıkacak gibi çarpan,
kasap burhan için oynayın,
parasızlık bahane olmasın,
86-87'lerde takım deplasmana gidemeyecek haldeyken,
lan ben bu kulübün ekmeğini yiyiyorum diyip,
karısının altınlarını bozduran,
takıma deplasman yaptıran,
yetmiyormuş gibi,
o sene birde 29 golle ikinci lig gol kralı olup,
takımı şimdiki süper lige çıkaran,
hrubesh mehmet için oynayın,
94 yılı süper lige çıkma finalleri için,
Ankaraya gitmesi gerekirken,
gidemeyecek halde olan,
kimsenin şans vermediği takımın,
o zamanki teknik direktörü,
ben ikinci ligte Adana Demirspordan başka takım çalıştırmam diyen,
Metin Türelin cebinden harcadığı paralarla,
Ankaraya giden,şampiyon olup süper lige çıkan,
çoğu altyapıdan çıkmış o gencecik çocuklardan,
utanmanız varsa oynayın,
ADANA DEMİRSPOR ULAN...


Paşa hüseyin için oynayın, bilirmisiniz paşa hüseyini,37 yaşındayım,
bende tam hatırlamıyorum,demirspor'un efsanelerinden,
90 dakika boyunca,deli gibi koşan,
tribünde özel seyircisi olan,
takım mağlup olduğunda,
utancından kafasını kaldırıp,tribünlere bakamayan,
hüngür hüngür ağlayarak soyunma odasına giden,
yıllarca f.bahçede'de oynamış,
ama hep Adana Demirsporlu kalmış,
yakın bir zamanda sefalet içinde ölen,
sevgili paşamız için oynayın,
yıllar önce Adanada oynayacağı bir f.bahçe maçında,
ki takım yenilirse küme düşüyordu,
hınca hınç dolu tribünler önünde,
çok kötü bir futbolla ilk yarıyı 2-0 yenik kapatan,
tribünlerin umudunu kestiği, o çok sevdiği takımının,daha fazla gol yemesini görmemek için,
ilk yarı bitimiyle birlikte tribünleri boşalttığı,
ikinci yarıyla beraber mavi şimşeğin çakmasıyla beraber,
takımlarının 3-2 öne geçtiği haberini alan,
stadı boşaltan taraftarı,
kendi yaş kategorilerinde,
100-200-400 m.'de türkiye derecelerini yaptırarak,
stada doğru doludizgin koşturan takımın ruhu için oynayın,
takımının sahipsizliğine üzülüp,
büyük ustanın dediği gibi,
sen yanmazsan,ben yanmazsam,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa diyip,
ölüm oruçlarında,ölüme yatan demirsporlu gencecik çocuklar için oynayın,
2000.'nin başlarında bank asya finallerine katılmak için,
denizliye giden takımlarını yalnız bırakmamak için,
sevgilisini,ailesini,belkide işini bırakıp takımın peşine giden,
1 hafta boyunca denizlinin göbeğinde çadırlarda yaşayan,
denizli belediyesinin,denizli halkının getirdiği,
suyla,kuru ekmekle karnını doyuran,
tütünsüz,uykusuz kalan,
takımının şampiyon olmasına Allahına kadar katkı yapıp,
şampiyon takımınıda alıp adanaya gelen,
güngören maçın için hafta içi 15 bin kişi konyaya akan,
bütün konya ovasını mavi-laciverte boyayan,
biber gazı sarhoşluğuyla Adanaya geri dönen,
demek yine bana hüsran diyen,
hep üzülen,tam üzülen,ama,
hep destek,tam destek diyen,
en mutlu gününde,sevgiliye bile söylemeye insanın utanacağı,yüzünün kızaracağı,
'Yürekteki Emanet Senden İbareti ' takımı için söyleyen,
taraftar için oynayın,
t.d.'de açılan Adana Demirspor-Elazığspor maçıyla ilgili topice,
normalde 100'lerce olması gerekirken,sadece 10 mesaj yollayan,
takımının haline üzülüp,mesajlardan bile elini ayağını çeken,
yazacak birşey bulamayan,
bu takımı herşeyden çok seven taraftar için oynayın,
ADANA DEMİRSPOR ULAN...

24 Eylül 2009 Perşembe

Haykırış oluyoruz


Avazım çıktığı kadar bağırmak,İstanbul'u yerinden oynatmak istiyorum bugün Demirspor nidalarıyla,her gün istediğim gibi.
Sen ne büyüksün kavgamızın takımı...
Sen ne büyüksün SOYLU KAVGAM !


Mutluluk senin adındır.
Hüznün içimde isyandır.
Acıyla yaşamak vardır.
Senin için Şimşek...



Dipnot:Yine geldiler,kışkışcinlerkışkış yallahcinleryallah...

23 Eylül 2009 Çarşamba

Diyarbakır Deplasman Hikayem..Adana Demirspor-Diski Maçı

Sevgili kardeşlerim ve Abilerim,

Sonunda Blogda tekrar yazarlığa döndüm:)) Erdi abime ilk önce bunun için teşekkürlerimi sunuyorum..

Neyse uzatmadan konuya gelelim. Yaz tatili malüm en ideal tatilimizde Adanadayım. Bu süreç içerisinde hiçbir maçı kaçırmadım (Adıyaman Deplasmanı Hariç ona gidilmedi..) . Hep bulunmaya çalıştım. Deplasmana gitmekte kaçınılmaz oldu. Önce bir telefon Anneme
- Anne merak etme ben adanada kuzenlerdeyim dışarda dolanıcaz bütün gün :)
-Tamam oğlum geç kalma sakın
-Tamam anne :)
Konuşma böyle geçti her deplasman öncesi yalancılığımızı konuşturduk malesef ama Herşey Adana Demirspor için ama...!.




Duydukki Maça 2 otobüs kaldırılıyormuş stad önünden gece 3 te ..
Tabi hemen gittik stad önüne sanki sanarsın iiçerde maç var millet toplanmış kapalının orda biralarla alem yapıyorlar kimisi konuşuyor arkadaşlarıyla kimisi türküler söylüyor kimisi tezahürat ediyor... Gerçek Demirsporluların toplandığı sıcak bir ortam oluşmuş . Tabi benimde 10 15 kişilik bir arkadaş çevrem var bizde toplandık cebimize paketlerce sigara doldurduk 3 pet şişe su aldık bide bana oha dediler sanki yetecekte:))
Neyse atladık otobüslere bagajda gideni olsun yerde yatanı olsun ayakta gideni olsun sık sık verilen molalar olsun 8 saatlik yolu 10-11 saatte zar zor aldık:D




Diyarbakıra vardık maçtan önce sucuk ekmeğimizide yedik ve maça girdik müthiş desteğimizi verdik ama 87. dakikada yenilen gola engell olamadı takımımız ve sahadan 1-1 lik beraberlikle ayrılmak zorunda kaldık.

Dönüştede uykusuzluğumuzun intikamını aldım valla giderken sadece 20 dk uyudum bütün gece dönerkende 9 saat sürenm yolun 6 saati uyumamla geçti:)


Trajikomik olay:))
Gece yarısı saat 3 te gazipaşada otobüsten inmiş eve giderken polisler geldi yanımıza dediler Fethi Soylu kim diye bende dedim benim abi hakkınızda kayıp raporu var diye Allah Allah dedim gittik karakola annem ihbar etmiş telefonda anne şarjım bitti gece geç döndük eve halısahadaydık kusura bakma dedim polis abiler saolasun Ads li çıktılar bi çaylarını içip helalerini alıp 5 te eve döndük :))

İşte böyle geçti bir deplasman daha..

Aşk-ı Deplasman Öyküleri herzaman dillere destan oluyor diyorlar doğruymuş!!!

Hemde Yalçın abime Maçtan Canlı Yayın yapmış olduk Şarjım bitmedi iyikide:))

Ayrıca,
Bu deplasmanda Beni yanlız bırakmayan
Kuzenim Ali Ömeroğlu
Can İçli kardesime
Ayhan Abime
Gökhan kardesime
Mehmet Ali Kardesime,

Aç kaldığımız halde bize yemek ısmarlayan Göksel Abime
ve tüm ŞİMŞEKLER GRUBU na

teşekkürlerimi borç bilirim.
Kalın sağlıcakla...

Bloglara girme sıkıntısı

Uzun bir süredir bazen girebiliyorum,bazen giremiyorum.Bir problem var ama daha ne olduğunu kimse çözemedi.Acetobalsamico.blogspot.com'da bu durumdan bahsetmiş ve bir süre yazmayı durdurmuş.
Gerçekten bu durum insanı bir şeyler yazmaktan soğutuyor ve giren sayısını da oldukça düşürüyor dolayısıyla bizlerde bu işten soğuyoruz.
Ama biz yinede ne olursa olsun girebildiğimiz zamanlarda bir şeyler karalamaya devam edeceğiz inceden.
5kişide girse okusa bize yeter.Yazarak kendimizi rahatlatıyoruz,gurbette sevdamızı böyle dışa vurmaya çalışıyoruz.Ek olarak okuduktan sonra o 5 kişi birde yazılarımızın altında kendi düşüncelerini de bize iletseler daha da mutlu olur ve bu işi daha büyük bir hevesle yaparız.

Bazıları Asla Yılmaz
İstanbul Tayfası

21 Eylül 2009 Pazartesi

Bize Hergün BAYRAM Olsun!!!



Hergün Bayram olacaksa eğer bize DELİ olmaya razıyım...

Tüm Dünya Aleminin RAMAZAN BAYRAMI(1) mübarek olsun...

(1) : RAMAZAN BAYRAMI'nı hala Şeker Bayramı olarak nitelendiren zihniyete yazıklar olsun...

19 Eylül 2009 Cumartesi

Namağlup Demirspor(!)

Geleneği bozmadık,teknik heyet ve futbolcular çok memnun heralde durumdan.Bu maçtada beraberliklerimize bir yenisini daha ekledik.Takım namağlup fakat son 3 maçta 3beraberlik var ortada ve yukarıyla puan farkı gitgide açılıyor.
Bundan önceki maçları buraya girmedik çünkü sonuçları girmeyi pek mantklı bulmuyorum,zaten herkes sonuçları ulaşımı daha kolay olan iletişim araçlarından takip ediyor.Herneyse,tabiki şuan konumuz bu değil.Artık bazı şeyleri çok geç olmadan dile getirmenin zamanının geldiğini düşünüyorum.Bir Adanademirspor taraftarı olarak kendi görüşlerimi burada dile getirmek isterim.ire
Gönül razı değil ama yapacak bir şey yok elden hiç bir şey gelmiyor malesef..Nereden tutsan elinde kalan bir teknik heyet ve kadro mevcut.Alican girene kadar hiç bir şey yoktu takımda herkes kendi dalgasındaydı.
Aslında işin doğrusu bir takımın başında bu kadar sorumsuz,disiplinsiz bir teknik heyet olursa futbolcudan da çok şey beklememek lazım,malum imam cemaat ilişkisi.
1 gram bile hırs yoktu,disiplin diye bir şey yoktu.
Takımda kondisyon yok,kaleci desen diğer maçlarda zaten gösterdi kendini yediği hatalı gollerle,geçen sezonki kimliğide belli ediyordu zaten kendisini,korkutuyordu bizleri..Tayfun geride kalan 2maçta olduğu gibi bugünde yoktu ortada.Cevat'a gelince, bir insan üç dakika da nasıl dört faul yapar aklım almıyor.Devre arasından geri dönünce de hakeme itiraz etmeye devam ediyor kendisi,hoca hiç mi uyarmıyor bu oyuncuyu? Adıyaman'ın bütün ölü topları,duran topları kalemizde etkili oldu.Süleyman Varlık gibi kalıplı bir futbolcu bu topların hiçbirini mi alamaz anlamıyorum.
2.yarıda kulübede teknik heyetten olan,maça müdahale eden tek şahıs kaleci antrenörümüzdü sanırım,yani durum bu kadar vahimdi.Peki nerede bu canımız kanımız kahramanımız(!) Abdülkerim hocamız ? Kendisi tribünlere çıktı.Beklenmedik bir şey değil,bekliyordum, kendisinden herşeyi beklediğim gibi.
Bu kadar disiplinsizlik,sorumsuzluk olamaz.

Ben hala inanıyorum kadromuz çok iyi,güzel bir kadro kurduk ve çok geç olmadan başkanımız bazı şeyleri değiştirmeye giderse bu takım bu sene güzel işler yapabilir.Herkes çok iyi biliyor ki bu takımın,böyle bir kadronun potansiyeli bu değil.Aldığımız sonuçlara bakarsak diski, adıyaman, van bld. seviyesinde bir takım gibi gözüküyoruz ama şahsi fikrim kadromuz gözükenden çok daha iyi.Peki bunu ne zaman göreceğiz,nezaman organize futbol izleyip takımımızın oynadığı futboldan zevk alacağız ?
Peki elimizde iyi bir kadro mevcutken,bu kadroyla bir şeyler yapabileceğimize inanılıyorken bazılarının gözünün yaşına bakılmadığı zamanın aksine neden hala geçen sezondan beri bu diğer bazılarına sabır gösteriliyor ?

Hep üzün acı ve keder.Gün gelir bu dertler biter...
Yeter artık son verelim bu hasrete,

Şampiyonluk gelsin bu sene !

Çok geç olmadan Başkanım,çok geç olmadan...

18 Eylül 2009 Cuma

Hayrola...



Hiç alışık olmadığımız durumlar yaşanıyor son günlerde...

Demirspor taraftarı dışarıdan bakıldığında artık yavaş yavaş kendi kendini yıpratıyor gibi gözüküyor... Acaba artık futbol'u istemiyormuyuz... Yoksa artık sıkıldık mı 2.ligde top oynayan bir takımın maçını seyretmekten... Aklımızdan "Süper Lige Çıksın Öyle Seyrederiz" düşüncesimi oluşuyor Bazı takım taraftarları gibi...

Yoksa yine eskiyemi dönmeye niyetimiz var... Satırlar, baltalar, her maç kavgalar...

Sahadaki oynamayacınca tribündekidemi oynamayacak yani... Yıllar geçsede biz hep burdayız, Şampiyonluklar uzak olsada... Canlanıyor mu aklınızda bir şeyler... Abartmaya gerek yok... Abdulkerim DURMAZ Adana Demirspor Mevcut Yönetimin getirdiği bir hoca dır... Gereken gerekilen yerde yapılır... Bence küfürün nedeni farklı, biz başka şeylere sinirlenip, başka çözümler üretmeye çalışıyoruz...

Kendimize gelme gayesindeyim... Silkinelim Kendimize gelelim... HAYROLA...

17 Eylül 2009 Perşembe

Deplasmana Ters İşler...


Tribünlerle uzaktan yakından ilgisi olan kişiler bilirler Deplase olmanın verdiği mutluluğu... Hele bir de yazılacak ortam oldu mu; sabaha kadar anlatılır o deplasman yolculuğu...
Kimimiz gider yapmıştır 100 kişiye karşı 30 kişi, kimimiz Gurur duymuşuzdur gittiğimiz stadın duvarına takımımızın adını yazdık diye, kimiziz ev sahibi takım taraftarını susturmuş, kimimiz birlikte izlemişizdir maçı... Sabaha kadar anlatılır ama bir iki yer atlanır satır aralarında...

Yazdığım konu ile alakalı herhangi bir taraftar topluluğunu hedef almıyorum, güzel işlerin yanında yer aldığımız gibi, ters işlerinde karşısında durmak düşüncesini dikkate alarak yazmaktayım...

Bir taraftar grubunun içerisinde bulunan şahısların maddi olanakları konusunda herhangi bir söz söylemek yersiz ve edebsizcedir; ancak maddi durumu deplasman yapmaya müsait olamayan bazı arkadaşlar bu deplasmana öyle yada böyle gidilecek mantığı ile hareket ettiklerinden dolayıdır ki bazı aksaklıkların olabilme olasılığı bulunmaktadır... Tabi parası olmayan gitmesin diye bir düşünce söz konusu değildir ancak kendisini yanlış yollara kaydırabilecek durumdanda kişiler feragat edebilmelidir.

Nasıl mı? Gittiğim X bir takımın deplasman macerasını aktarıyorum...

Taraftarlar yavaş yavaş toplanmaktıdırlar... Otobüsler hareket için herkesin yerini almasını beklerken, biraz önce söz ettiğimiz arkadaşlardan bazılarının soruları şu şekildedir... " Başkan son paramızı sana verdik, yemek paramız yok" ve başkan cevap veriyor "Siz bir yolunu bulursunuz" Başkan açık bir kapı bırakıyor gençlere, yanlışa sürüklüyor... Herneyse taraftarlar otobüslere biniyor, hareket ediliyor... Otobüslerin hareket saati ile eşdeğer olarak alkol tüketimine başlanıyor... Parası olmayanlar "Otlanmak" dediğimiz formülü uyguluyorlar... Yolculuk süreci bu şekilde geçiyor... Deplase olunan yere gelindiğinde taraftarların çoğu acıkmış bir vaziyette etrafta bulunan en yakın market v.b yere uğrayıp ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor fakat ortada bir tezatlık oluşuyor, çoğu kişinin elinde abartılacak vaziyette yiyecek ve içecek bulunmakta devamında konuşmalar şu yönde...

1. Taraftar : Afiyet olsun...
2.Taraftar : Gel beraber olsun kardeşim
1. Taraftar : Lan oğlum para versen öyle demezsin değil mi ?

sonrasında gülüşmeler...

Yanlış düşünüyorsun diyebilirsiniz... Bu olayı bir çok deplasman taraftarında gördüğümü söyleyebilirim... Uzun zamandır deplasman taraftarı ile mülaki olamayışım, bu tür yanlışlıkların bittiği yönünde düşünceler doğurmakta... İnşallah öyledir... Bu yanlışlıklara hala devam ediliyorsa; kötü sonuçlar doğuracağı düşüncesini taşıyorum... Bu konuda çözüm yolları olanaksız değil, yeter ki taraftarlar arasında birlik ve beraberlik yaşansın...

Deplasmanlar Güzelliklerle dolu olsun... Yanlışlıklara yer vermeyin...Vermeyelim...

16 Eylül 2009 Çarşamba

DOĞRU YOLDASIN SPOR01!!!

Spor01.com ekibini yakından takip ediyorum ve sürekli irtibat halindeyiz, tanıdığım kadarı ile Adana için iyi şeyler yapmaya çalışıyorlar... Yayımladıkları yazı ile bunu kantılamışlar...

Devam edin spor01 geriye baktığınızda HATIRLANANLARDAN olacaksınız emin olun...


ADANA'NIN BAŞKA DEMİRSPOR'U YOK!!!!!

Görünen o ki, yine sahneye çıktılar. Sahneye çıkanlar daha önce de beyinlerindeki kötülüğü ortaya çıkarmışlardı.
İskenderun Demirçelikspor ile yapılan hazırlık maçında Demirspor kötü oynadı diye, bir bardak suda değil, bir kaşık suda fırtınalar koparmaya çalışmışlardı.
Ne oldu ondan sonra?
Demirspor, Şanlıurfaspor'u paramparça etti ve yoluna devam etti.
Bir kaşık suda fırtınalar koparanlara ne oldu?
Sesleri solukları kesildi.
Diyarbakır Diski beraberliğinin ardından beyinlerinde kötü niyet olanlar yine sahne aldı.
Neymiş; Demirspor berabere kalmış
Neymiş; hoca kötüymüş.
Neymiş; bu takım şampiyon olmazmış.
Neymiş, bunlar futbolu bilmiyormuş.
Neymiş; ikinci hafta da Demirspor şampiyon olmalıymış.


Bu nasıl bir eleştiri?
Bu nasıl bir mantık?
Demirspor'u gerçekten sevenler bunu yapabilir mi acaba?
Daha ligin üçüncü haftası ve Demirspor'un ikinci maçı. Futbolu gerçekten anlayanlar bilirler; hiç bir takım ligin ilk haftalarında lige hazır giremezler. En az beş hafta gerekir.
Kötü niyetliler akılları sıra, olumsuz yorum yapıp gidişatı manipüle edecekler. Ve Demirspor'un geniş kitlesini teknik heyet ve yönetimin üzerine yoğunlaştıracaklar.
Pekii ne geçecek ellerine?
Diyelim ki, teknik heyet gitti; yönetim gitti; ne olacak peki?
Rahatlayacak mısınız?
Demirspor'u düşünen yok tabii...Kişisel egoları tatmin etmek için, kulüp dışından vurun Demirspor'a.
ERKEK gibi; bu yönetime talip var ise meydana çıkıp, "BEN YÖNETİME TALİBİM" demeli.
Bu yönetimin başarısızlığını isteyen var ise, yine ERKEK gibi meydana çıkıp, "BEN BU YÖNETİMİN BAŞARISINI İSTEMİYORUM" demeli.
Öyle perde arkasından ali-cengiz oyunları; sadece ve sadece Demirspor'a zarar veriyor.
Bu, Adana Demirspor. Bu çatı altındaki insanlar ise kalıcı değil. Bir gün gelecek daha değişik insanlar gelecek. Fakat, bu sezon Adana Demirspor şampiyon olmak zorunda.
Gerçek Demirsporlulara seslenmek istiyoruz; Demirspor'un gidişatını bozmak isteyenlere, izin vermeyin. Onlara kulak asmayın.
Adana Demirspor takımı, yönetimiyle, teknik heyetiyle, futbolcusuyla ve taraftarıyla ŞAMPİYON olacaktır.
Bunu istemeyenler Demirspor "D"sini dahi ağzına almasınlar.
Artık, Demirspor bu tip anlamsız çekişmelerin kurbanı olmamamlı.
Bizlerde Demirspor yönetimine, teknik heyetine, futbolcusuna sonuna kadar güveniyoruz. Adana'ya şampiyonluk sevincini yaşatacaklardır.
Zaman kenetlenme ve birlik zamanıdır.
Zira, Adana'da başka DEMİRSPOR yok...


SPOR01 YÖNETİM KURULU

15 Eylül 2009 Salı

14 Eylül 2009 Pazartesi

Kalpteki Emanet Senden İbaret ???

Dün Bursaspor-Fenerbahçe maçında Bursa tribünlerinde Bursaspor taraftarının açmış bulunduğu güzel bir pankart vardı.Kalpteki Emanet Senden İbaret.Kendilerini bu güzel pankart için tebrik ediyorum. Gerçekten çok yaratıcılar,kendileri bu konuda artık görüldüğü gibi sınır tanımıyorlar...
Çok düşündüler mi acaba bunu yaparken merak ediyorum ?




Demirsporlu olmak ŞEREF,ONUR,GURURDUR !


Dipnot: İnsanların tribünlerini güzelleştirmek için bizi örnek alması güzel,hele ki bu bizi sevmeyen bir şehir tribünü olunca daha bir hoş ve ilginç oluyor =)

12 Eylül 2009 Cumartesi

Güzel Bir Gün (dü)!!!

Başkanımız sayın Bekir ÇINAR ve Rafet Başkan Kanal-D de yayımlanacak olan "Güzel Bir Gün" adlı proğrama katılmak için İstanbula gelmişler ve bizde tayfa olarak kendileri ile buluşma şerefine nazil olmuş bulunmaktayız...

İstanbul Tayfası adına "Biz böyle bir başkan görmedik" demekten kendimizi alamadık...
Sorduğumuz hiçbir sorunun cevapsız kalmaması bizi oldukça mutlu etti...
Beraber olduğumuz yaklaşık 1-1,5 saat içerisinde edilen sohbet neticesinde Başkanımız ve Rafeti istanbul Tayfası bünyesine katmış bulunmaktayız...

Ayrıca Tayfa olarak önemli bilgiler elde etmiş bulunmaktayız. (Konuşursak Adana Ayağa Kalkar :) mahiyetinde.)

Söz proğrama gelince; yaklaşık 10 dakika bulunuldu proğramda, kimse diyeceği cümleleri dahi kuramadı, rafet dahi Adana'dan getirdiği teşekkür konuşmasını yapamadı... Proğram Perşembe günü sabah saat 10:30 da banttan yayınlacağı haberini aldık. İlk Konuk Başkanımız ve rafet'ti.

Başkanımız İstanbul'a gelmiş... Hani Fotoğraf yok mu diyenler olabilir... Buyrun...

Rafet uçak yolculuğu sonrasında acıkmış... gelir gelmez İstanbul'un meşhur kaşarlı tostunu istedi...
:)

Yapılan sohbetlerin çoğu kahkahalarla kesildi...

Rafet gelmişken fotoğraf çektirmemek olmaz değil mi?

İlk Defa Stüdyo gören adam ne yapar?
- Fotoğraf çektirir...

Başkanımızın yoğun isteği üzerine koyuyorum bu resmi...
"Kemal Amca"
(1)

Proğram bitişinde...
(2)

Başkanımız imza dağıtıyor...
Başkanımızı uğurlarken... (3)
Sayın Bekir ÇINAR Bizlere "Güzel Bir Gün" yaşattığınız ve Demirspor hasretini biraz da olsa hafiflettiğiniz için İstanbul Tayfası olarak TEŞEKKÜR EDİYORUZ...

(1) :Söz konusu Kemal Amca Kanal-D de yayımlanan evlenme proğramına gelmiş, kendine uygun bir eş aramakta imiş...
(2) :Proğram bitişinin ardından Siz Hiç "Şehrin Asi Çocukları" nı söyleye söyleye giden bir başkan gördünüz mü desem inanırmısınız?
(3) :Başkanımızı uğurlarken kimilerinin aklından ya insan bir misavir eder sorusu geçmiş olabilir bu konuda yoğun baskı altına aldığımız Başkan geçerli sebeblerden dolayı isteğimize olumsuz yanıt vermiştir...

8 Eylül 2009 Salı

Hüseyin Ataş Günü...


Haberim vardı geleceğinden... Görüşme olanağım olacağından aşırı mutlu oldum ve sonunda görüşebildik... Bazı sorunlardan dolayı çok vakit ayırıp beraber olamadık ama
yinede benim için çok özel bir gündü...


Kendisinin bilerek veya bilmeyerek bana yardımcı olduğunu ve fikir yönünden hırsızlık yapıp onu örnek aldığımı bilmenizi isterim

Mecidiyeköyde bulunan Cevahir alışveriş merkezinde olduğu bilgisini verir vermez, yoğun yağmur ve trafik altında ulaşması biraz zor oldu ama sonunda görüşebildik...


Yanına gittiğimde pc si masanın üzerinde duruyordu... Cumhuriyet gazetesinde yayımlanacak olan Livorno maçı ile alakalı yazısı açık bulunuyordu... Senin için açtım oku istersen demesi üzerine kaçar mı mantığı ile okumaya başladım... Gerçekten kendisinden sonra ikinci olarak okuduğum bir yazının keyfini başka hiç bir şey veremez zannediyorum...
yazı süperdi, pc nin şarjı bitmek üzereydi ki; yazım yanlışlığı konusunda biraz dikkatli olmam işe yaradı ve bir düzeltilme yapıldı anında...

Kendisini kısa bir gezinti ve sohbetten sonra kaldığı yere doğru uğurladım...

Kendisine bana zaman ayırdığı ve bilgilerini paylaştığı için teşekkür ediyorum... FORZA HÜSEYİN ATAŞ...

Başkanın Anlamaz,El Oğlu Anlar...

Yalı.org sitesinde gördüm bu yazıyı... Okuyan anlar zaten, buyurun...

Başkanın Anlamaz,El Oğlu Anlar...
06.09.2009


Bizler az da olsak sevdamızın peşinde olan insanlarız..Akdeniz'de taraftar olmak gerçekten zordur..Bi Anadolu gibi değil.Malesef hafta sonu yapabileceğin sosyal faaliyet çok fazla..

Az ama öz bizimde bir desteğimiz var..Bugüne kadar buraya gelen deplasman taraftarıyla hiçbir sorun yaşamadık(1-2 istisna dışında.) Çünkü biliyordukki onlarda sevdalarının uğrunda yollara çıkmışlardı..Eşini dostunu sevdiğini bırakıp ta buralara gelmişlerdi..Saygı duyduk karşıladık ve en güzel şekilde yolladık..

Şimdi bu hafta gelecek olan camia gerçekten büyük bir camia..Takım olsun,geçmiş olsun,taraftar olsun saygı duymak gerekiyor..

Bizler hiçbirzaman ucuz kahramanlık peşinde koşmadık..Bizim tribünümüz şöyle biz binleriz,onbinleriz demedik,neysek o olduk..Rakibimizin düşmanının atkısını açmadık tribünümüzde..Bu rakibe yaptıgın saygısızlık değil kendine yaptığın saygısızlıktır..

Buradan GÖZTEPE taraftarlarına sesleniyorum..Alanya başka biyere benzemez..Alanya insanının kanında şerefsizlik yoktur..

İmkanı dahilinde bütün Göz Göz taraftarını davet ediyoruz..İçinizde hiç endişe olmadan gönül rahatlığıyla gelin ve desteğinizi verin.. Şortlarınızı unutmayın malum burada deniz hala çok güzel.. Sizleri karşılayıp imkan olursa gezdireceğiz..

Ogün herşey okadar güzel olacakki tüm Türkiye şunu anlayacak ; sorun deplasmana giden GÖZTEPE taraftarında değil,reklam peşinde koşan tribünsüzlerde..

Tek yapmanız gereken otokontrolü sağlayıp kanı hızlı akan gençlerin tatsızlık çıkarmamasıdır..Emin olun ozaman bütün Alanya halkı sizi alkışlayacaktır..

Selam olsun koca çınara..

Alanyaspor Taraftarlar Derneği Başkan Yardımcısı Erhan ÖZYİĞİT

SÖZ ŞİMDİ BİZDE (Ters Blog)

"SÖZ ŞİMDİ BİZDE" başlıklı taraftarlar ile yaptığım röportajdan ters bir blog yemiş bulunmaktayım ve Semt Aşığı arkadaşımın tarafıma sormuş olduğu sorular ve cevaplar ile yaptığımız röportaj... Buyurun...

(S.A : SEMT AŞIĞI)
(Mito: BEN)


S.A:Biraz seni tanıma amaçlı kişisel başlayalım. Bize özgü bir girişle Adana’nın hangi semtindensin?
Mito: 100.Yıllı’ yız biz.
S.A: Adanada 100.Yıl Turuncu mudur yoksa Mavi mi?
Mito: Bir zamanlar potansiyel olarak turuncuydu ta ki 100.yıl duvarlarına mavi yazılar yazana kadar şu anda 100.yıldan otobüs kalkmaktadır maçlara...
S.A: Sen azınlığın yanında oldun yani?
Mito: buna azınlık değil dışa vurulmamış sevgi denilebilir....
S.A: Semtçilik var mı Demirspor tribünlerinde? Maratonda sağ köşede şu semtin adamları şurada şu semtin adamları diye ayrılır mı? O Semtin ağabeyleri tribünde büyük olarak sayılır mı?
Mito: Evet bir nevi vardır Demirspor tribünlerinde de semtçilik nadir kişi tek başına gider maçlara; maçlara başlarında icabet eden her mahallenin bir ağabeyi vardır... O semtin ağabeylerinin semt çocukları tarafından sözü dinlenir tabi….
S.A: Sizin semtin abisi var mı?
Mito: Bizim semtimizde ağabey kavramı yoktur; sebebi de maçlara takılan arkadaşların yaşlarının birbirine yakın olmasıdır... Ama maçlara gitmeyi organize eden arkadaşlar her zaman bulunmakta.
S.A: Biraz daha senin özelinden yürürsek.Sen ekmek parasına İstanbul'a geldin."Doğduğun yer değil,doyduğun yer kavramı" üstündür bizde.İstanbul ‘dan Memleketinin takımı tutan biri olarak ne söyleyeceksin?
Mito: Tarihine düşkün olup da İstanbul’dan hoşlanmayan kimse yoktur ki ben kendimi o tarzda bir insan olarak nitelendiriyorum... İstanbul gerçekten çok hoşuma giden bir şehir fakat 19 sene burada görev yapma zorunluluğum olsa ve hayatım artık burada geçse 19 senenin sonrasında Adana’ya dönerim... Bu duyduğum ve gördüğüm kadarı ile Adanalıların çoğunda vardır Adana Milliyetçiliği...
S.A: Kısır bölge milliyetçiliği bizimkide bu sanırım. Peki buradan Demirspor için çalışmalıyım dedirten şey neydi sana? İlham veren güç veren şey neydi. Tabii Demirspor sevdası dışında.
Mito: İstanbul’a geldiğim günden bu yana; ulusal kanallarda boy gösteren takımların maçlarını çoğu kez takip ettim ve devamda etmekteyim.... Gittiğim ilk maçtan itibaren ne taraftar olarak ne organizasyon olarak ne değerine sahip çıkma, tarihinle yüzleşme açısından bu takımlar beni ikna edemedi... Üzüldüm de açıkçası neden diye sorular aklımdan geçti.... Ali Sami Yen stadında deplasman tribününü dolduramayan taraftarların yerinde neden biz yokuz diye belki psikolojik olarak İstanbul ‘dan destek sağlayabileceğimiz düşüncesi ile hareket ettim(ettik).
S.A: İstanbul Tayfası kaç kişi oldu(olduk)? (Karşılıklı gülüyoruz.)
Mito: Tam olarak sayı alamadık ancak Burada genç takımımızın oynadığı Giresun maçında 15 kişi var idik... Tabi bazı sebeblerden dolayı gelemeyen azımsanmayacak sayıda arkadaşım olduğunu biliyorum... Bu söylediğim rakam ile seyirci değil taraftar sayısını belirttiğimi anladınız zannedersem...
S.A: İstanbul tayfası Kombine aldı, Atkı ile ürünlere el attı, Livorno maçına organizasyon yaptı yeni projeleriniz nedir?
Mito: Faaliyete geçirmek istediğimiz proje çok fakat hepsini yapabilecek miyiz onu bilemiyorum?İlk hedefimiz sivil toplum örgütü yapılanmasıyla geleneksel bir kitap yardımı,kan bağışı, insani değerlere yönelik projeler gerçekleştirmek.... Bu arada Fethi’ ninde çok istediği Beyaz Show projesini de yabana atmamak lazım
S.A: www.tebevolimo.blogspot.com blogu bu projelerin neresinde görev alacak ve ya İstanbul Tayfasının çıkış noktası bu blog mudur?
Mito: İstanbul Tayfası aslında Geçmiş tarihlerde de vardı; fakat bir buluşma noktası bulunamamış zannedersem biz bunu yaptık sadece. Söz konusu blog ile alakalı Bu buluşma noktasına katkı sağlayacağı fikrini bize sunan arkadaş sayesinde böyle bir yapılanmaya gittik... Ayrıca Bloğun İstanbul Tayfası çıkış noktası olabileceği düşüncesini belirten arkadaşıma minnettarım.
S.A: Bir blog yazdım Hayatım değişti diyor musun?
Mito: Hayatım değişti diyemem fakat Renkli olan hayatıma yeni renkler katıldı bu beni çok mutlu etmekte.
S.A: Peki Bu oluşumda Ankara Tayfasının yeri nedir?
Mito:Ankara Tayfası Bizim bu oluşumu kurmaya başlamadan önce hayranlıkla takip ettiğimiz bir topluluktur ki hala öyledir.... Her olayın örnek alındığı bir yer vardır bizim kide Ankara Tayfası...
S.A: İstanbul'un Ankara’dan büyük olduğunu biliyoruz.Adanalı nüfusunun da fazla olduğunu ve çoğu takımın önce İstanbul Tayfasının olduğunu, en azından en aktifinin İstanbul Tayfasının olduğunu biliyoruz.Neden ADS taraftarı Ankara’da daha organize? Koskoca İstanbul bir “Vertumnus“ çıkaramadı mı? (Gülüyoruz)
Mito: Onu bana sormanız yanlış ben bir sene oldu İstanbul’a geleli diyerek topu atayım başkalarına şaka bir yana bunun çeşitli sebepleri olabilir mesela Ankara Tayfası bireyleri orada okumuş ve orada kalmışlardır... Sürekli İstanbul da yaşayan ve spordan anlayan insanların az olduğu veya bu işlere yanaşmadığı düşüncesindeyim... Ayrıca Ankara Tayfasını geçeceğimizin garantisini arkadaşlarıma sormadan sana verebilirim.
S.A: Bunu en çok Ankara Tayfası ister sanırım. Adana'dan ODTÜ'yü okumaya gidenlerin fazla olması ve ODTÜ'nün doğasında bir örgütleşme, bir dayanışma olduğunu kabulleniyorsun sende sanırım?
Mito: ODTÜ’ nün manevi yapısından dolayı sürekli birlikte hareket etme olgusu olduğundan dolayı sanırım… Bir nevi kabul ediyorum.
S.A:Sizde bu şekilde okullara açılmayı düşünüyor musunuz?
Mito: Düşüncemiz o yönde... Fakat başarılı olabilir miyiz bu konuda onu göreceğiz?
S.A: Artık Takıma döne biliriz? Siyasi açılımları pek sevmediğini biliyoruz. Bu Livorno davetine ve medyada ki “Yoldaş Dayanışması” yansımalarına nasıl bakıyorsun? Grubunuz adına ve kişisel görüşlerini ayrı ayrı sunar mısın?
Mito: Açıkçası Livorno daveti ile alakalı çok mutlu olduğumu söylemekten çekinmemem gerektiğini biliyorum... Bu siyasetten yana Türkiye de ses getirecek bir durumdu ve öylede oldu... Medya tarafından Adana Demirspor- Livorno yoldaş kardeşliğini açmaları olası bir durumdu; ancak çok daha ileriye gidip Adana Demirspor u ve taraftarını komünist olarak gösteren zihniyetten iğrendiğimi belirtmek isterim... Şahsım adana Demirspor’un işçi takımı olduğu bilmektedir komünist takımı değil
İstanbul Tayfası olarak Böyle organizasyonların devamlı arkasındayız.
S.A:"Kozmopolit" söylemine biraz ters düştü gibi algıladım ben bu daveti sence?
Mito: Tam dersi tam kozmopolit bir davet olduğu inancındayım.... İşçilerin kurduğu bir takımın başında sağ görüşlü bir başkan ve milliyetçi bir belediye başkanı başkanlığında İtalya’nın sol görüşlü bir takımı ağırlanıyor.... Bundan daha kozmopolit bir yaklaşım olamaz.
S.A: Yönetimin destekçisi sanırım İstanbul Tayfa?
Mito: İyi olan her şeyin arkasındayız... Yönetiminde iyi olduğu düşüncesi ile arkasında olmamız gerekmekte sanırım. Kısacası Yönetimin destekçisidir İstanbul Tayfa...
S.A: Neler bekliyorsun bu sene ADS'den?
Mito: Aslında ne beklediğimiz pekte önemli değil zannedersem. Her sene çok şey bekledik, her sene geliyoruz dedik, yeter artık dedik, olsun dedik fakat bir sonuç elde edilemiyor... Ben yinede mevcut yönetim başkanlığında iyi işlerin çıkarılacağı inancındayım... Yani " Geliyoruz; Baştan oynayacağız..."
S.A: Geliyoruz; Baştan oynayacağız demişken yüzme şubesinin yeniden açılacak olması seni heyecanlandırıyor mu? Benim hemen gözümün önüne Beykoz, Moda, İstanbul Yüzme ihtisas, İzmir Yüzme ihtisas, Adana Demirspor vs. yüzücülerinin boğazı geçme maratonunda yarıştıkları bir resim geldi.
Mito: Benim de aklıma Yılmaz güneyin söylediği bir söz geldi... Bu proje ile alakalı heyecanlanmamak mümkün değil. İnşallah Suya yazılanlar efsanesi egale edilebilir.
S.A: Fethiye - Göztepe olaylarında “Kaşınmayana kimse bir şey yapmaz.” tarzında bir yorumunu okudum bize açıklar mısın bunu?
Mito: Cümlemin aslı şu şekildir: "Doğru durana kimse bir şey yapmaz düşüncesindeyim." Hala aynı düşünce içerisindeyim... Yaklaşık 7 yıldır tribün içerisinde ve çevresinde bulunmaktayım... Bu süre zarfında tribünde yapılan her hataya karşılık bir tepki verilmiştir... Hatalar karşılıklı olabilir fakat Olay çıkmayan tribünler var ise olay çıkan tribünler kendini biraz özeleştiri pozisyonuna getirmelidir
S.A: Diyarbakır taraftarı taş atıp ,yağma yaparken su sıkılırken, Göztepe taraftarı Hamile, astım hastası bayanlara biber gazı sıkılması ve deplasman otobüsüne kurşun sıkılması çifte standart değil mi? Yada astım hastası bir hamile bayan ne yapmış olabilir?
Mito: Beni şiddet yanlısı olarak gösterme lütfen. (Gülüyoruz) astım hastası olan bir hamile bayan elbette bir şey yapmış olamaz ancak... Ortada bir suç var ise binlerce kişinin arasında ayıklama yapmak diğer masum insanların canını yakmaya teşebbüs etmektir yani elbette suçu olmayan kimsenin zarar görmesi beklenemez ancak bulunduğu yer bakımından astım hastası hamile bayan istisna konumundadır. Üzüntüden başka bir şey dile getiremem. Diyarbakır’ da yapılanlar ile Fethiye’de maçında yapılanlar çifte standart mıdır diye sorarsan kesinlikle bulunan ortam ile alakalıdır derim.
S.A: Bunun akabinde direk aklıma bizde mi böyle karşılık vermeliyiz sorusu geliyor?
Mito: Olayın boyutları farklı olduğu inancındayım. Farz edelim ki maça gidiyoruz seninle. Gittik maçımıza girdik, Bağırdık ,çağırdık çıktık evimize gittik.Birde öbür taraftan bakıyorum maça giderken etrafa saldırırız, içtiğimiz bira şişelerini fırlatırız, maça biletsiz girmeye çalışırız, tellerden atlarız, maç boyunca küfür ederiz,sahaya yabancı madde atarız, ikisinin arasında fark var değil mi ? Ama kesinlikle her türlü şiddete karşı olduğumu bilmenizi isterim.
S.A: Tribün kardeşliklerine nasıl bakıyorsun?
Mito: Tüm tribünlerin yanyana maçları izlemesi düşüncesine sahibim ancak herkesin kendi memleketinin takımını tutması gerektiğini savunmaktayım. Böylece tribün kardeşliği, memleketlerin de kardeşliğini sağlayacaktır.
S.A: Az önce konuştuğumuz olaylarda bir "Tribün Birliği" kurulsa toplu bir karşı koyma yapılsa, bu bilet fiyatlarına da tepki olabilir bu oluşuma katılmak ister misin Şimşekler grubuyla beraber?
Mito: Bu oluşumun her zaman arkasında olurum.Bu oluşum Avrupa ülkelerinin çoğunda bulunmakta zaten... Ama haklı konularda birleşme taraftarıyım her şey de olduğu gibi bu oluşumda da para ve çıkar söz konusu olamaması dileği ile bu oluşumun içerisinde bulunurum.
S.A:Çok uzun bi konuşma oldu söyliyecek bir şeyin var mı herkese selam gönderme den önce?
Mito: Söylemek istediğim Tribünler sadece taraftar olarak değil sivil toplum örgütü şeklinde yapılanmaya gitmelidir... Artık tribünlerde holiganizm ibaresinin kalkması gerekmektedir... Her şey de birlik olduğumuza göre tribünlerde de birleşme olanaksız değildir.
S.A: Evet Kapatıyoruz artık seni dinliyoruz.
Mito: Şahsım ve İstanbul Tayfası adına seni herzaman aramızda görmekten mutluluk duyacağız... Ayrıca bizlere sunduğun güzel düşüncelerine minnettarız...

Son Olarak İstanbul Tayfasını her güzel projede göreceğinizi belirterek sevgi ve saygılarımı sunuyorum....
S.A: Teşekkürler…

3 Eylül 2009 Perşembe

12 Eylül Yaklaşırken ( Anne Ben Geldim!!!)



Beni Vurdular Anne!!!

Kaçımızın yüreği kıpırdıyor bu cümleyi duyduğunda… Herkes yazar gazetelere, dergilere; konuşur radyolarda, televizyonlarda; 12 Eylül 1980 sabahı ile başlayan cümlelerde…

Günün şartlarında bulunmayışım tam manası ile o günü anlamama manidir; fakat düz mantık (kuş mantığı) ile düşünmek istiyorum… Yıllarca o ona Komünist demiş, o ona Anarşist demiş, o ona Maoist, Leninist demiş, o ona Faşist demiş, o ona Gerici demiş, o ona Bağnaz demiş, o ona bucu, şucu diye lakap takıvermiş… Düz mantık ile devam etmekteyim… Kimse kimseye ya bu komünist ama benim kardeşim diyememiş mi?, ya bu Faşizme doğru ilerliyor ama benim kardeşim diyememiş mi? Ya bu Şeriat yanlısı ama benim kardeşim diyememiş mi? Oturup konuşma gibi bir şansları olmamış mı? İzin verilmemiş mi konuşmalarına… Her defasında bu Emperyalist Amerikanın oyunudur diyen zihniyet bu oyunu bozamamış mıdır? Veya Milliyetçi diye zikrettiğimiz insanlar kendi milletinden olan vatandaşlarla anlaşamamış mıdır? Anlaştırılamamış mıdır?

Şimdi 12 Eylül duyulduğu anda fırlanıyor oturulduğu yerlerden… Darbeye karşıyız sloganları atılıyor hep bir ağızdan… Düşüncesi kendilerine uymayanlar birbirlerini hedef alınıyor her defasında… Her 12 Eylülde Mini bir 12 Eylül enstantanesi sahne alıyor hafızalarda…

Hafızalarda artık “Yönetime şu andan itibaren el koymuş bulunmaktayız.” Cümlesinden çok; “Beni Vurdular Anne!!!” cümlesi olması lazım gerekiyor inancındayım… Hala düz mantık ile hareket ediyorum…

X Açılımı, nedir? Neyi hedeflemektedir?

Karşı çıkılmalı mıdır? Desteklenmeli midir?

Bu ülkede yıllarca iki kardeş karşı karşıya gelip konuşamadı, konuşturmadılar… Bu ülkede yıllarca beraber yaşamış insanların arasına kara kedi soktular, planlar kurdular, arkamızdan vurdular, Şimdi çıkıp bu “Vatan Hainliğidir.” Diyebilme cüretini kendilerinde görebilmektedirler… Bölücülerle masaya oturulmaz, onlar muhatap kabul edilmez cümlelerini tekrarlamak sureti ile yine her zaman ki gibi göl suyuna elini sokup suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramaz zannediyorum… Düz mantık devam…

Bu zamana kadar nice vatan evladı şehit olmuş, nice insan hayatını kaybetmiş ki şahsım adıma bölücü bir kişinin hayatını kaybetmesi beni etkileyecek bir durum değildir… Fakat insani olarak bir annenin gözünden bir damla yaş düşmesi benim yüreğimde büyük bir tadilat gerektirebilir…

Bunca olaydan sonra insanların birbirleriyle konuşarak anlaşabildiklerine inanmaması bir insanda anormal bir durum olduğu şüphesini arttırır… Birisi ile konuşmak illaki ortak bir yol bulunur demek değildir… Tavırlar bellidir, maddeler bellidir, istekler bellidir, hayır cevabı alındığından itibaren tüm yolların mübah olma olasılığı yüksektir… ne kazandık bu konuşmadan diye bir soru akla gelir ise… Düz mantık ile devam ediyorum… Satrançta bir hamle yapılır iken 2 veya 3 hamle ilerisini düşünmek olması gereken bir durumdur…

Ne kazanırız konuşmadan?

En azından karşımızda oturan kişinin ne düşündüğünü bilmek bizim için yeterlidir… Ne istiyor, ne amaçlıyor, ne bekliyor sorularına cevap alabilmek bizim için yeterlidir…

Benim naçizane düşüncem; Konuşmanın en insani tavır olduğu düşüncesi ile hareket edilmelidir…

Her 12 Eylül günü sokaklara inen insanların “Anne beni vurdular!!!” cümlesini yok etmek için ne yapmalıyız diye düşünmeleri gerekmektedir.

Hala Komünist, Hala Faşist diyebiliyorsan kardeşine… Hala Etiketleyip konuşuyorsan kardeşinle… “Anne beni vurdular!!!” ruhu sende devam etmektedir…

“Anne beni vurdular!!!” cümlesinin yerinde “ANNE BEN GELİYORUM!!!” Cümlesi yeşersin…

SAYGILAR…

2 Eylül 2009 Çarşamba

Yeni Baslayanlar için ''TRİBÜN''

- ekseriyetle ilk toplumsallasma asamasinin yani 0 12 benetton devresinin meselesi olan tribün ortamlarina giris hadisesi ilerki yaslara ertelenirse uyum saglamak adina kendinizi sancili bir sürecin içinde bulabilirsiniz. evvela sabirli ve azimli olun.

...

- tribün hayatiniz boyunca sizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahlariniz olacaktir.
"hem eziyet çekiyorsun hem üstüne para veriyorsun","sampiyon olunca sanki sana para veriyolar" gibi ekonomik tabanli ikna cümleleri kafanizi bulandirmasin,siz bir yürek isi yapiyorsunuz.aldiginiz hazzin parasal karsiliginin olmadigini anlamalarini beklemeyiniz..

- tribüne gire-çika bünyeniz olumsuz hava kosullarina alisik olacagindan,"boyun kadar kar var disarda,otur evde seyret sicak sicak"ya da "ne isin var oglum adana'da,hemen eve gel" seklindeki anne replikleri aklinizi çelmesin,sevgi eylem ister.

- "uyutuyorlar olm sizi,futbol kitlelerin afyonudur,bos isler bunlar" diyen filozof arkadaslarinizi da kaale almayiniz.sizinkisi mantigin yanindan geçmeyen,tamamen gönülden, gözleri kapali bir sevda çünkü..

- eger 5 yaslarinda bir çocuksaniz ve babaniz üstünüze forma geçirip elinizden tuttugu gibi anlam veremediginiz sekilde ziplayan insanlarin doldurdugu,kalabalik,gürültülü betonarme bir yere götürmüsse korkmayiniz,orasi artik sizin ikinci evinizdir.bu yeni evinizin bireyleri öyle sen samata insanlardir ki durmadan sarki söylerler,ziplarlar hatta bazen de birbirlerine sarilirlar.ama burdaki sarkilar kreste ögrendiklerinize pek benzemez,babaniza bu sarkilarda geçen kelimelerin anlamini sormayi denemeyiniz..buradaki amcalar maç içinde bazen celallense de sizi görünce hep gülümser,göz kirpar ve hep ayni soruyu sorarlar: en büyük kim ?

- maça beraber gideceginiz,sizinle ayni asktan muzdarip,kafa dengi 4-5 kisilik tayfa diye tabir edilen bir arkadas grubu olusturun..ilk zamanlar maça yalniz da gidebilirsiniz.unutmayin ki stadyumlar erkeklerin en rahat kaynastiklari yerlerdir zira ortada çok büyük bir ortak payda vardir.

- stadyumlar bilhassa da açik tribünler imaj ve sekil kaygisinin sifir oldugu yerlerdir.kimse ne giydiginize ya da saçinizin modeline dikkat etmez, rahat olun..kis aylarinda tribünlerde takimin renklerinde atki,bere ve mont kreasyonundan olusan kamuflaj modasi revaçtadir.yaz modasi ise kirli kot-forma-yazlik atki seklindedir. çamurlanmasina bozulmayacaginiz bir pantalon,eski ama su geçirmeyen rahat bir ayakkabi tercih etmenizi öneririz.

- evden çikmadan önce sesinizi test ediniz. bogazinizi üsütmemeye dikkat ediniz. takildiginiz tezahuratlarin sözlerini bestesiyle prova ediniz.

- futbol sadece sahada oynanan 90 dakikadan ibaret degildir.maçin oldugu günü futbola ayirmalisiniz.stada gitmek için genelde ayni güzergahi ve tasitlari kullaniniz.bu hem tahmini varis saati hesabinizi kolaylastirir hem de haftalar ilerledikçe ayni yolu kullanan takimdaslariniza selam etmeye baslarsiniz.

- stadinizin yakinlarinda yemek yiyecek,zamanla müdavimleriyle enseye saplak göte parmak olacaginiz büfe ya da küçük restoran tadinda bir yer belleyin.tribün kültürünün olmazsa olmaz önemli bir parçasidir bu.sakin merak edip stad çevresinde satilan seyyar köftelerden yemeyin,kokusu zaten maç öncesi sizi yeterince denyolastiracak ve agresiflestirecektir.

- içki hadisesi tribün olayini bozar zira binlerce kisinin yanindan siyrilip zirt pirt çise gidene kadar goller kaçar,tezahurat bölünür,yerler kaptirilir. alemi maç sonrasina saklayiniz.buna karsilik "içkisiz tribüncü pankartsiz tribüne benzer" seklinde bir düsünce de mevcuttur.maç öncesi abartmamak kosuluyla birkaç bira kafidir.

- kuyruga kaynama yapmak risklidir. uyaniklik yaparken yakalanirsaniz sizi oracikta kaynatabilirler.

- hem stad disinda hem stad içinde ceplerinizi sik sik kontrol ediniz. cüzdan ve telefonu koymak için ön cepleri tercih ediniz.

- polisin içeri sokmaniza izin vermedigi üzerinizdeki bozuk paralari çekirdege degil enerji vermesi için çikolataya gofrete yatiriniz.

- her tarafta takimizin taraftarlarini görmek ilk baslarda sizi heyecanlandirabilir saga sola kosturabilirsiniz ama sakin olun ne de olsa orasi sizin eviniz.

- stada yaklastikça kaldirimda durmus,elleri ceplerinde açik var açik diye fisildayan kisiler karaborsacilardir.mecbur kalmadikça itibar etmeyiniz.

- stadyumda gördügünüz çocuk taraftarlara ilgi ve sefkat gösteriniz.onlar bu tribünlerin gelecegidir.

- her ne kadar tribünde bir bütün olunsa da kitle psikolojisine kapilip her denileni yapmayiniz.kendi kafanizda yargilayip olur verdiginiz eylemlerde ve tezahuratlarda yer aliniz.

- kiz arkadasinizi en az bir kere maça getirip anlam veremedigi bu tutkunuzu daha özenli sözcüklerle ve canli örneklerle bir kez daha anlatmayi deneyiniz.

- maç bittiginde sesiniz kisilmadiysa kendinizi kötü hissediniz.zira takiminizi ne kadar çok desteklerseniz galibiyetten ya da sampiyonluktan kendinize çikardiginiz pay o kadar artar.

- kaybedilen maçin ardindan hiç bosuna "bir daha maça gelirsem dombili olayim" seklinde cümleler kurmayiniz.15 gün sonra kosa kosa stadin yolunu tutarken mahçup olursunuz.

- deplasman taraftarligi apayri birseydir,tecrübe ister.tribüne yeni baslayanlara pek önerilmez.

Kaynak:Pankart.org

İLK ÜRÜN...

İstanbul tayfası Adı Altında Bir ürün çıkmıştır...
Atkı'nın çıkması için can-ı gönülden uğraşan Yalçın ve Fethi kardeşimi saygı ile kutluyorum...
Saygılar...





1 Eylül 2009 Salı

Endülüs Emevi Dergisi...




Endüstriyel Futbola karşı olmak veya olmamak…

Kimseyi düşüncesi yönünden yargılayamazsın ancak; düşüncesini teşhir etmiş, düşüncesi ile alakalı faaliyetlerde bulunmuş, yazılı ve görsel medyada bunu dile getirmiş bir kurum şimdi kalkıp ben yanlış yapmışım diyorsa ben bu düşüncesinden dolayı art niyet arama konusunda biraz ileriye giderim…

Konuya Fransız kalındı farkındayım…

Şöyle ki: Kurulduğu günden bu yana Endüstriyel Futbola karşı olarak görünen (Yazılar, Resimler, Videolar v.b.) bir forum sitesinden bahsediyorum… Tribünlerin içerisinde bulunan çoğu arkadaşın da bu forum sitesinde nadiren de olsa vakit geçirdiğini biliyorum…

Söz konusu forumun üst tarafında bulunan Endüstriyelleşmeye karşı duruşu simgeleyen materyallerin yerinde şimdilerde Endüstriyelleşmeye yardımcı olan reklâmlar görünmekte…
Atılan mesajlara aldırmayan, her defasında forumda bulunan çoğu arkadaşa saygılı olmaları gerektiği vurgusunu yapıp ta bunu ne yazık ki kendilerine aşılayamayan insanlar bu gün para kazanma yolunda önemli adımlar atma kararı almış zannedersem… Yalnız bu adımlar ileriye atılırken kişilik, onur, şeref, gurur ve istedikleri saygıda ise geriye doğru gitmektedir.

Kendini Para kazanma yolunda her şeyi yapabilecek bir duruma sokan forum yöneticisine atılan sağduyulu ve soru niteliği taşıyan mesajlara karşılık “Haddini Bil” cevabı veriliyorsa benimde bu yazıyı yazarak cevap verme zorunluluğum vardır…

Yaptığım kısa bir araştırmada; aslında forumun kurulduğu ilk günden bu yana endüstriyelleşme yolunda olduğu ve çeşitli oyunlar oynadığı ve bu oyunların çoğunda başarılı olduğu, yazdıkları yazılar vasıtası ile aynı bölge takım taraftarlarını karşı karşıya getirerek prim sağladıkları, “Atatürk Stadyumu” deyiminden rahatsız oldukları, Kendilerine itici gelen takım taraftarlarına karşı üslup sınırlarını zorladıkları, kendi sınırları içerisinde forum üyelerine alaycı bir tavır sergiledikleri görülmüştür…

Amacım bir kişiyi düşüncesinden ötürü yadırgamak değildir; amacım düşüncesi ile yaptıkları tezatlık içeren şahısları eleştirmektir…

Biliyorum ki kendilerine karşı olan tutumumuz hoşlarına gitmemekte ve çoğu kez kendileri vasıtası ile engelleme işlemi gerçekleştirilmektedir… Kendilerine karşı tutum ve davranışlarımız değişmeyecektir, Tribünlere gelip kendini taraftar diye nitelendiren, maç başladıktan sonra kendi sesinin anlaşılmayacağını düşünerek “playback” yapıp maçtan çıkıp giden kişilere karşı her zaman tavrımız bellidir… Yanında bulunan masum insanlardan faydalanmak mazur görülecek bir durum değildir…

Blogda yer aldığım müddetçe söz konusu forumu yaptıkları “reklâm kokan hareketler” den geri adım atıncaya kadar eleştirmekte kararlıyım…

Kimseye protesto edelim, e-mail atalım v.b tarzında bir ricada bulunmuyorum, tribün kültürü nü yaşayan insanlar var oldukça sahtekâr insanların kırmızı kart görüp oyunu terk edeceği inancındayım…

Para; ona tapanların, Sevgi ise bizim olsun… Saygılar…

Not: Devamı Yakında...

Adanademirspor-Şanlıurfa Multimedia


Maç özeti : http://www.facebook.com/video/video.php?v=1211885210245&ref=mf

Tribün : http://www.facebook.com/video/video.php?v=127560392331&ref=nf



Livorno maçında görüşmek üzere...
Şimşekler Grubu , ADANA'NIN GURURU...