5 Nisan 2010 Pazartesi

Yığ üstüme acıları...

Hasret kalan yüreğim hep acıları tattı seninle... Bu sefer olacak dediğimiz anda çığ düştü üzerimize, lut gölü gibi kaldık be Adana Demir...

Hayatı seninle yaşarken, yaşamayı seninle öğrendik amma mutlu olmayı öğrenemedik be Adana Demir... Hüzün herhalde en çok bize yakışıyor, en çok bizi seviyor o demek ki, peşimizi bırakmıyor... Yenilirsin; biz severiz... Yenersin; biz severiz... Ağlarsın; biz severiz... Sevinirsin; biz severiz... Hayat'ın her noktasında sana olan bağlılığımız herhangi bir neden-sonuç ilişkisine bağlı olmaksızın artarak devam ediyor ya, işte en çok yüreğimizi o okşuyor...

Bedenimizin tek tek tüm hücrelerine işlenmiş sevgin, ruhumuzun derinliklerinde yaşayan metafizik aşkın ve devam eden süreçte MÜCADELEYE DEVAM dememiz senin için bir anlam ifade ediyorsa, bizleri üzmekten başka bir yol bul be Adana Demir... Bir yol bul ki; ciğeri beş para etmez insan silüetli varlıklara karşı bizleri zaferlere ulaştır...

Türkiye'nin bilmem kaçıncı liginde, bilmem kaçıncı grubunda üzerindeki rengin anlamını beyinlerine kazımış insanlar, onbinlerle beraber doldururken saha'nı; senin de o insanlara karşı bir mahçubiyetin olsun artık be Adana Demir...

Gazete sayfalarını özenle kare şeklinde kesip; her bir parçasına sevgisini işleyen, okul harçlıklarını biriktirip kombine alma'nın kendisinin namus borcu olduğunu ifade eden kardeşlerimiz için, senin için akan bir damla gözyaşı, alından süzülen bir damla ter için SALDIR BE ADANA DEMİR...

SALDIR... SALDIR... SALDIR... SALDIR BE..!

Hiç yorum yok: