12 Nisan 2010 Pazartesi

SÖZ ŞİMDİ BİZDE (KARŞIYAKA 35½)

Vakit epeyce geçti yapmak lazım dedik bir röportaj. Karşıyakalı bir kardeşimizi konuk ettik bloğumuza bu kez. Umarım hoşunuza gider sohbetimiz. "KALPAZAN" nick'ini kullanan arkadaşımız ile yaptığımız muhabbet buyurun...

Karşıyakalı arkadaşımızın bloğu da budur... Anlayamazsınız.

TV : Klasikleşmiş ama bir o kadar gerekli olan "Bize biraz kendinden bahsedermisin?" diye başlayalım...

KALPAZAN : İsmim Anıl. 17 yaşındayım. Doğum yerim Karşıyaka ve evet bende İzmirli değil Karşıyakalıyım :)

TV : Anlamakta zorluk çektiğim bir durum... Tamda denk geldi. Nedir bu Karşıyaka-İzmir mevzusu biraz açıklayabilir misin?

KALPAZAN : Bu bize biraz geçmişten kalan bir duruştur diyelim. Kendi adıma konuşayım bu İzmirli değil Karşıyakalı olayını ilk olarak dedemden öğrenmiştim. Bir gün Alsancağa gidecekti ve nereye gidiyorsun diye sorduğumda " İzmire gidiyorum " dedi. Daha sonra bu repliği bu yaşıma kadar sürekli büyüklerimizden duymaya başladım. İzmir'den kendini soyutlamış bir semtiz. " Kutsal Topraklar " olarak anılıyoruz. Bu duruş belki bize birçok destek kaybettirdi şu ana kadar fakat hiç elden bırakmadık bu desteği. 35½ olmak her zaman gururumuzu haykırmak oldu. Edirne'den Ağrı'ya kadar hangi insana Karşıyaka derseniz " 35½ diyorsun yani abi " cevabını alırsınız. Bizimle bütünleşmiş bir duruş ve taklidimiz malesef çok fazla.

TV : Peki İzmir'de karşıyakalı olmak nedir, nasıldır, sosyal ve tribünsel yönden artıları, eksileri nelerdir?

KALPAZAN : İzmir'de Karşıyakalı olmak hem zor hemde kolaydır aslında. Karşıyakalı profili genele baktığımızda çok az istisnalar dışında sosyaldir. Çok girişkendir, hertürlü iş elinden gelir. Tüm semtteki esnaflar ve buralı insanlar güleryüzlü çok rahat insanlardır. Hiçbir işlerini acele yapmazlar hep rahattırlar. Eksileri olarak az öncede dediğim gibi destek kaybımız oluyor. Birçok yardımı Karşıyakalı duruşumuz yüzünden kaybediyoruz. Tribünde bizim şu " mevzucu taraftar " profilimiz var. Bu etiket bize birçok şey kaybettiriyor. Sürekli kavga, gürültü ile tanınan bir taraftarız. Nerede Karşıyakalıyız desek bu etiket bir muhabbet arasında karşımıza çıkar elbet. Fakat tribünde büyük bir avantaj sağlayan olayımız içimize kapanık olmamız. Hangi takımla maç yaparsak yapalım hep aynı Karşıyakalı insanlar maçta. İzmirli değiliz ya İzmirli insanlar gelmez pek maçımıza..

TV : Konu bir anda Tribün'de şiddet konusuna geldi ! Neden şiddet yanlısı olarak tanınıyorsunuz? sizlerden kaynaklanan bir sorun mu bu?

KALPAZAN : Doğrusunu söylemek gerekirse evet bizlerden dolayı. 1980-1990'lı dönemler Türkiye'de holiganizm'in en moda olduğu dönemler. Bu dönemlerde tüm takımlarla edilen kavgalar sonrasında bu etiket bize yapıştı kaldı. Son 4-5 senedir pek gözükmüyor bu kavgalar bizim tribünümüzde. Tam bizim üzerimizden atıyorlar bu etiketi tekrar bir olayla gündeme geliyoruz. En yakın örneği geçen seneki Kasımpaşa Play-Off Final maçı. Sahaya girdik ve evet sahaya girilmesi gereken pozisyonlar vardı. Karşı takımın futbolcularından tahrik edilmemiz falan. Yapılması gereken şeyi yaptık ve hala bu yaptığımızın doğru olduğunu ve kendi taraftarımla gurur duyduğumu söylerim. Bu sahaya girme olayı ilede sanırım bir 3-4 sene yine şiddet yanlısı taraftar olarak anılacağız..

TV : "Özgür SOYLU" demeden geçemem... Başınız sağolsun. Deplasman otobüslerinin antipatik geldiği anlarda yaşanılan bir olay sonucunda kardeşimizi kaybediyoruz neler söylemek istersin?

KALPAZAN : Karşıyaka tribünlerinin en büyük kaybıdır diyebilirim. Özgür Soylu efendilikte, dürüstlükte, doğrulukta üzerine tanınmayan bir insandı. Tüm samimiyetimle söylüyorum hiçbir kötü alışkanlığı yoktu sporcuydu zaten. Bir cinayete kurban gitti. Onu hiçbir zaman unutmayacak kardeşleri ve arkadaşları var bu tribünde o sonsuza dek bizimle zaten. Yokluğunu çok arıyoruz, mekanı cennet olsun.

TV : Cenazesinde çok güzel görüntüler vardı. Farklı renkler bir araya gelmişti... Farklı renklerin bir araya gelme anları sadece cenaze törenlerinde mi olmalı sence?

KALPAZAN : Tabikide hayır. Böyle düşünen insanların olmasınıda doğru bulmuyorum. O cenaze gerçekten çok güzeldi ve büyük rakip Göztepe'nin bile yanımızda olduğunu gördük. Evet bu görüntüler sadece cenazede olmamalı fakat insanlar bazı şeylerin sınırlarını bilmeliler bence. Burada futboldan bahsediyoruz, tribüncülükten bahsediyoruz. Futbol rekabet olmadan hiçbirşeydir, temelinde rekabet vardır zaten. Farklı renklerin hiçbir zaman yanyana geleceğini düşünmüyorum. Gelmesini isterim belki fakat gelebileceğini hiç sanmıyorum. O gün o cenazede yanımızda bulunan herkese tekrar tekrar çok teşekkür ederim kendi adıma.

TV : Sınırları bilmek dedik, Göztepe dedik... "Herşey zıttı ile bilinir" sözünü hatırlatarak; Göztepe'nin tarifi nedir size göre, hayatınızdaki yeri nerdedir?

KALPAZAN : Göztepe bundan 3-4 sene öncesine kadar rakibimizdi. Ciddi anlamda büyük kavgalar çıkıyordu. Bir Göztepeyle Karşıyaka hiçbir zaman yanyana düşünülmemiştir zaten. Göztepeyle eski zamanlarımızı söyleyebilirim sadece çünkü son 2 senedir Göztepe diye bir takım ve tribün tanıyamadık biz. Artık aramız iyice açıldı zaten. Uzun süredir maç yapmıyoruz birlikte. Eskilerden kalan bir kan davası gibidir Göztepe. Karşıyaka - Göztepe maçlarının olduğu gün babanın oğluyla karşılıklı olarak kavga ettiğini falan duyarız bazen. Büyük bir rekabet gerçekten aramızdaki. Ve şu anda dünyanın en iyi derbileriyle bakılan bazı maçlardan çok daha büyük bir rekabet bizdeki. Fakat şöyle bir gerçek var. Karşıyakalı insanın Göztepeyi sevmediğinden çok, Göztepeliler bizi sevmez. Sürekli her maçlarında bizimle uğraşır dururlar hala. Dediğim gibi son iki senedir daha büyük rakiplerimiz var diyebilirim.

TV : Televizyon'da sıkça duyduğumuz bir cümle "Koskoca izmir'den bir takım yok süper lig'de" sence sebebi nedir bunun?

KALPAZAN : Tamamiyle birbirimizi yememiz diyebilirim. İzmirde sürekli adı duyulan 4 klüp var. Karşıyaka, Bucaspor, Altay, Göztepe. Bu 4 takım sürekli olarak birbiriyle kavga içinde olmaktan seyirci desteği azaldı. Seyirci desteği azaldığı gibi belediyelerin desteği falanda azalıyor gün geçtikçe. Bu duyduğunuz cümleyi söyleyenlerin hepsinin dediği şey " bir takımı desteklesin İzmir o takım çıksın süperlige ". Fakat İzmir'de böyle birşey imkansız. Kimse birbirini desteklemez İzmir'de. Çünkü herkes kendisi ne kadar güçlüyse karşıdaki takımında o kadar iyi futbol oynadığını bilir ve kendini altta bırakmak istemez. Bu cümleyi söyleyen İzmirlilerin ise tek bir derdi var. İzmir'den bir takım çıksın süperlige Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi istanbul takımları gelsin onları izleyelim. İşte farkına varamadıkları nokta bu. Bu insanlar İstanbul takımını desteklemek yerine İzmir takımını destekleselerdi şu anda 4 İzmir takımıda Süperligde boy gösteriyor olurdu.

TV : Düşüncelerini dile getirdiğin, yazdığın bir bloğun var. Takip etmeye çalışıyorum ve takip ederken zevk alıyorum. Takım'ını her platform'da desteklemek gerek düşüncesi ile mi açtın bloğu?

KALPAZAN : Kesinlikle. Bizim taraftarımız İnternete biraz uzak. Pek sevmiyor internetle ilgilenmeyi. Fakat Karşıyaka o kadar köklü ve heyecanlı bir klüp ki Türkiye'de ciddi anlamda bizim neler yaptığımızı, neler düşündüğümüzü merak eden insanlar var. Bende bu insanlara ulaşmaya, bu insanlara Karşıyaka aşkının ne olduğunu tarif etmeye çalışıyorum. Blog sadece benim değil 2 kişi daha var benimle birlikte yazan. Karşıyakayı biraz daha ileriye taşımak tek amacımız umarım bunuda başarabiliriz..

TV : Hayalinizde nasıl bir Karşıyaka Spor Kulübü var?

KALPAZAN : Kültürlü bir Karşıyaka Spor Kulübü. Karşıyakayı sadece futboldan ibaret sanan insanların olmadığı, basketbol, voleybol gibi branşlardada armasını takip eden insanların olmasını istiyorum. Karşıyaka Spor Kulübü gerçekten köklü bir kulüp. Armasında Türk bayrağı olan 3 kulüpten birisi biziz. Bu bile çok onur verici bir duygu. Tek hayalim dediğim gibi Basketbol ve Voleybola biraz daha ilginin artması.

TV : Son olarak söylemek istediğin bir konu var mı? Söz sende !

KALPAZAN : Futbolu sadece şiddet olarak gören insanlara ve yazarlara seslenmek istiyorum. Futbolda artık şiddet bitmiştir. Artık tribünler yaptıkları mevzularla değil, yaptıkları kareografilerle, pankartlarla anılıyorlar. İnsanların tribündeki şiddeti desteklemesini istemiyorum, o devir kapandı. Sanada teşekkür ederim senin gibi bir insanın benimle röportaj yapması çok gurur verici.

TV : Bizde sana teşekkür ediyoruz. Umutların bitmesin hep devam etsin. Saygılar...

1 yorum:

Semt Aşığı dedi ki...

çok ara vermişdin röportajlara.