24 Haziran 2011 Cuma

Kazım Koyuncu (25.06.2011)



denizde k'ararti var bu gelen k'ayik midur
ben ozledum yarumi ağlasam ayip midur

oy dumanlar dumanlar hep dağlari sardunuz
yureğumun derdini bilsenuz ağlardunuz




Çernobil demişken aklıma geldi...

Ufak bir biyografi, "Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; fırtına deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.

1972 artvin/hopa doğumlu koyuncu, yirmi yaşında dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de mehmedali barış beşli ile, lazca müzik yapmak amacıyla şuku grubunu kurmuştu. iki arkadaş bir yıl sonra aralarına ilhan karahan ve metin kalaç'ı da alarak grubun adını zuğaşi berepe (denizin çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında va mişkunan (bilmiyoruz) albümüyle lazca rockın ilk örneğini vermişti. lazcayı yaşatmak amacıyla lazca rock yapıyorlardı. plak şirketleri ise bu soundu 'soft laz rock' diye tanımlıyordu.

o günlerde grup elemanları lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.

Dört yıl içinde zuğaşi berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. bu etkinliklerden brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları bruxel live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.

Doğayı katledecek çamlıhemşin'deki fırtına deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de igzas'ın diğer bir özelliğiydi.

grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan kazım koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri viya (2002) ile hayde'yi (2004) yayımladı. anadolu rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı koyuncu. akciğer kanserine yakalanmıştı.

pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken trabzonspor için marş bile yazmıştı. ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. sonunda 25 haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'karadeniz'in genç sesi sustu' "


O da bizler gibi renkler farklı olsa da şehrine ihanet etmeyenlerdendi. Yarın Kazım abimizin ölümünün 6.yıl dönümü fakat biz kendisini hiç unutmadık. Çünkü ne kadar büyük bir adam olduğunu, dik duruşunu,o güzel gülen yüzünü, samimiyetini unutmak mümkün değil. İnsanca konuşmanı çok özledik.

Biz Akdeniz çocukları, Karadenizi seninle sevdik. Ruhun şad olsun.

Hiç yorum yok: