26 Mayıs 2010 Çarşamba

Sana inat seni yaşıyorum...

Sana inat seni yaşıyoruz, ağlamaklı bir günün ardından tekrar...

Hiç kimsenin kalbinde ne bir kırılma ne bir darılma ne de bir hayalleri son bulma düşüncesi oluşmuyor, seni baştan seviyor, seni baştan düşlüyor, sana olan inancı kat be kat büyüyerek devam ediyor... 16 sene olmuş... Aman ne büyük bir acı, ne büyük bir dibe çöküş, ne büyük bir heyelan...Sen yıllara sığacak kadar küçükmüsün ki 16 seneye mahkum edelim seni? Senin yanında küçük bir 16 sene...16 sene savaşmak seninle, 16 sene mücadele vermek, 16 sene başedebilmek sahipsizlikle... 16 sene hayalinle başlayıp hayalinle bitirmek günü... Küçücük bir 16 sene...

Bugün sana inat seni yaşıyorum tekrar... Sevgime tanıklık eden; beyaz, sana duyguğum sevda kadar temiz bir tişört giydim bugün. Tam kalbimin hizasında vazgeçemediğimiz Mavi Arma'n, arkasında sahipsizliğe inat "Adana; Demirspor'ludur..!" sözü yumruk gibi ve sana yürüyorum bugün onunla... Seni soranlara anlatacağım seni, anlatacağım bizi, anlatacağım olup biteni... Bu gün başım daha dik yürüyeceğim, daha hızlı adımlarla ilerleyeceğim, daha yüksek sesleneceğim umutlara bizleri duyana dek...

"Son istasyon ZAFER olacak..!"

939 kilometre uzakta, sana aşkını anlatmaya çalışan esmer yürekli çocukların; bu gün yemek yemesemde olur, bugün yürüyerek gitsemde olur, bugün uyumasam da olur deyip; cebindeki belki de ailesinin gönderdiği son parayı senin uğruna, hiçbir menfaat beklemeden harcayabiliyorsa, senin uğruna tek bir damla dahi olsa gözyaşı dökebiliyorlarsa, yürekleri bir kuş yüreği gibi titriyorsa sevdandan... Son istasyon ZAFER olmuştur çoktan...

Bugün sana inat seni yaşıyorum tekrar... Çalan bir telefon, buğulu ve titrek bir ses, "üzülme oğlum" diyen bir baba... Üzülmedim ki baba; inan çok mutluyum şu anda, yere göğe sığdıramadığım bir mutluluk var bu gözyaşlarımda. Yere göğe sığdıramadığım bir duruş, yere göğe sığdıramadığım bir onur ve yere göğe sığdıramadığım bir meydan okuyuş mutluluğu var şu anda...

Bugün sana inat seni yaşıyorum tekrar... Sahipsizliğe inat yürüyen, sahipsizliğe inat seven, sahipsizliğe inat sevmeye devam edenlerle yaşıyorum seni... Hiç tanımadığım, konuşmadığım, sesini dahi duymadığım fakat ortak noktamız olan "sen" olan kardeşlerimle yaşıyorum seni... Ortak noktamız olan "sen"inle, sahipsizliğe inat sahip çıkarak yaşıyoruz seni...

Bugün sizde "o"na inat "o"nu yaşayın tekrar... Kendinize bir iyilik yapın, sevdanızı derinlerle yaşayın...

Belki Demirspor ligden düşecek olsun üzülmeyeceğim, hatta Demirspor kafan bozulursa mahalli lige kadar yolun var, ne kadar dibe batarsan bat ben seni daha çok seveceğim, hatta bence hiç bir zaman birinci lige çıkma lütfen; orası haketmiyor seni. Demirspor aklıma hep kahır, acı, gözyaşı getirir hep öyle kal Demirspor. Çünkü HAYATA TUTUNAMAYANLARIN TUTUNDUĞU TEK DALSIN ve nice köşeyi dönmüşlerin kıskandığı şeysin, şey diyorum çünkü sana başka nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum hatta takım lafı sana hiç uymuyor bildiğim hiç bir takım sana benzemiyorsun çünkü, CANIN NASIL İSTİYORSA ÖYLE YAP DEMİRSPOR...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Mito,

Çok güzel yazmışsın ama bana göre bir şeyi eksik yazmışsın. Demirspor demek, Demirspor'lu demek umutların hiç bitmemesidir. Her Acıda, her hayal kırıklığında sevginin daha da büyümesidir. Hatta bu normal bir sevgi lafı ile bile anlatılmaz. Bu olsa olsa bir sevda masalı olur. Nasıl ki ben 51 yaşıma rağmen, yaşadığım yüzlerce, binlerce uykusuz geceye karşılık sevgim hiç bitmediği gibi günden güne de artıyorsa, bu normal bir sevgi değildir. Ben hiç bir zaman umudumu yitirmedim. Bir gün mutlaka güzel günler göreceğiz, güneşli günler.

Merih Güvenç

muSTy dedi ki...

Yüreğine Sağlık.Hüngür hüngür ağlattın beni.Allah bizi Demirsporumuzdan ayırmasın.ßiz ßöylede mutluyuz...!