6 Ocak 2010 Çarşamba

SÖZ ŞİMDİ BİZDE(UNİHOROZ)

"SÖZ ŞİMDİ BİZDE" Serimizde bu kez Denizlispor Tribünlerinden misafirimizi ağırlıyoruz. Buyrun...

-Bize biraz kendinden ve Denizlispor Tribünlerinden bahsedermisin nedir seni Denizlispor'lu yapan?

Adım Gökhan Gürlek. 25 yaşında, doğma büyüme Denizli'liliyim. Otomotiv sektöründe çalışmaktayım. Denizlispor tribünlerinden bahsetmek demek çok uzun soluklu bir sohbet etmek demektir. Klübe manevi desteği çok ama maddi desteği neredeyse hiç olmayan iki dernek var profilimizde. Bir de biz. Biz dediğim UNIHOROZ oluşumu. Kombineli, lisanslı ürünlü taraftar kitlesi. Tamamı üniversite öğrencisi yada mezunu. Sevgili, saygılı.. Gelişmekte olan bir profile sahip 3 gruptan oluşmakta tribünlerimiz. Bu şehire Denizlisporlu olmayı öğretmek için elinden geleni yapıyor dernekler, ilk işimiz bu.Çocuk ve öğrenci tribünümüz bu derneklerin çalışmasının ürünüdür.

Beni Denizlisporlu yapan en büyük etkenlerden biri küçük bir çocukken babamın peşine takılmamdır.Sonra sevmek, inanmak..Arma aşkı ve tribünlerin tozlu meşale kokulu havasıdır.Pankartlar için kullanılan bezlerin ve spreylerin boğazımızı yakışıdır..

-Denizli, Denizlispor'lu olabiliyor mu? olmaya çalışıyor mu? peki...

Henüz olamıyor ama olmaya çalıştığı kesin.Üçüz sevdalı orta yaşlı seyircilerden beklentimiz yok Ama 5 yıldır süre gelen öğrenci tribünü uygulamasından aramıza katılan epey arkadaşımız var.Bu bizim için büyük gelişme, çünkü hepsinin gözlerinde Denizlispor'u, Denizlispor'luluğu anlamışlığın parıldaması var.Devşirme diyebiliriz onlara.. Hiç görmedikleri, maçlarına gitmedikleri takımlardan döndürdüklerimiz onlar Ama bizi ve derdimizi anladılar..

-Denizlispor taraftarı nasıl dile getirir dertlerini? nasıl haykırır? üniversitelere mi iner? yoksa sanal dünyasında ulaşabildikleri ile mi yetinir?

Aslında neredeyse derdini hiç anlatamaz.Anlattığı vakit muhatap bulamaz. 2 yıl önce 4gece Denizlispor Nöbeti adı altında 18:00 dan 01.00'a kadar oturma eylemi yaptık; Polis, biber gazı, jop.. bunların dışında kimseye ulaşamadık.Yönetimsel zaafiyetler ve alternatifsiz yöneticiler bizi bu duruma düşürdü. şuan alternatifsiz ve büyük bir handikap önümüzde. Üniversite bahçelerinde standlarımız açılır hafta da birkaç gün..bazen oralarda, bazen yerel gazeteci-yazarların köşelerinde sesimizi duyurmaya çalışırız.Ama davetiyeli tribünlerimizden kurtulmadan pek bişey başaramayacağız maalesef.

-Davetiyeli Tribün derken?

Çok konuşturuyorsunuz beni, peşime düşebilirler. Bedava biletten bahsediyorum.(Gülüşüyoruz...)Rant, çorba vs. ne derseniz deyin..

-Bu olay'ın çoğu tribünde olduğunu varsayarsak, Nasıl önlenir diyeyim ben size o zaman?

Önlenemez.Dünyanın her yerinde bu böyle.Her tribünde var aslında. Fenerbahçe vermiyoruz vs. açıklamalar yapsa da var.Bilet olarak değilse nakit olarak var.Varda var.. Birileri bu dernek vs. işlerini yürütürken kendi geçimlerini sağlayacak oldukları işlerini çok büyük oranda ikinci plana itiyorlar. Bu da onlara ekmek kapısı diyebiliriz.Belki derneğin başında ben olsam bende aynı düzene ayak uyduracağım.Ama azaltılabilir. 1000 bilet yerine 100 bedava bilet 900 kombine gibi bir rakama ulaşıldığı vakit-ki yapan tribünler var- başarıya ulaşılmış sayılır.

-Sizi takip etmeye başladıktan sonra çokta alışık olmadığım bir durumla karşılaştım. Taraftar kendini sorguluyor nasıl oluyor bu?

Taraftar kendini sorgulamıyor, taraftar yapmak istediklerini söylüyor sadece..Bu konusuklarımız bizim eksiklerimiz ve eksiklerimizi göremezsek düzeltemeyiz.Atar-gider, otobüs taşlama sevmiyoruz bunları ve son yıllarda epey azalttık. Çünkü bilinçli insanları aramıza almaya başladık.Artık biz hiçbişey yapmasak da geliyorlar.Duruş farkı diyelim.

-"Taraftar'ı ligden düşmüş bir memleket" ne demek taraftar'ın ligden düşmesi?

Baştan beri konuştuğumuz şeyin özetidir o cümle aslında. 17 hafta alınan 7 puana rağmen yönetime, futbolculara ağır bir protesto da bulunamıyorsanız -biletinizin bedava oluşundan- ligden çoktan düşmüşsünüz demektir. Çünkü sağlam protesto gösterirseniz öteki hafta yerinizi kaybedebilirsiniz.Taraftar yönetimle ikili mücadeleye giremediği için 'taraftarı ligden düşmüş bir memleket' .. belki daha iyi anlatabilmişimdir.

-Bir zamanlar UEFA kupasında mücadele eden Denizlispor, şimdilerde ligden düşebilecek Denizlispor... Taraftar'ın duruşu hep aynımıydı bu zamanlarda? ne olursa olsun taraftar profil'i değişmeyenlerdenmisiniz?

Hayır çok yol aldık aslında.çok daha bilinçli olduk.klüp 3-4 yıldır marketing den epey para kazanır oldu. O zamanlar atar-gider vs. çok olurdu. Şimdi gereksiz işlere kalkışmıyoruz Ayrıca deplasman kültürü çok gelişti En son hafta Gaziantepe 3 büyük 1 küçük otobüs gidili. 20 saat nihayetinde..

-Denizlispor taraftarının gittiği bir deplasman'da yabancılık çekmediği oluyormu? dost taraftar düşüncesi ile?

Kardeşimiz çok şükür yok. Çok şükür diyorum çünkü tribünde kardeşlik çok zor bir kavram.Ama Eskişehir, Bursa en samimi olduğumuz taraftar kitleleri.

-Tribünde kardeşliğe karşıyız galiba?

Karşı değilim, sadece zor diyorum. Çok mühim şeyler olması lazım kardeşliğin oluşması için..BURSANKARA mesela şehitleri var adamların yanyana çarpışmış..Onlar hakediyorlar

-Türkiye'de taraftar potansiyel'i olarak "İşte Bu" dediğin bir taraftar var mı? yada düşüncelerine yakın bir taraftar kitlesi?

Benim görmek istediğim şey, İki stadı tam ortadan ikiye bölmek.. Mesela yarısı turuncu, yarısı mavi..Böyle bir fotoğraf var sende biliyorsun..

-Şu anda deplasman tribününe %'5 lik kontenjan yerine ne kadar taraftar gelirse alınmalı düşücesini mi savunuyorsun?

Aynen öyle.Sayılar eşitlenecek bile olsa hepsi alınmalı. Hatta açık, kapalı vb. uygulamalarda olmamalı. Her yer kapalı olmalı yada heryer açık olmalı. Stadlar insanları sınıflanırabileceğimiz yerler değildir.

Mesela çoğu stad'da bu var "Bağıran taraftar" dediğimiz kitle'nin bulunduğu tribün kapatılıyor veya akustik ortam sağlanıyor diğer tribünde bulunan fakat üstü açık olan yerlerde bulunan taraftarlar bunu eleştiriyor. Sizce?

Eleştirmeye hakları yok.Seyirci olacaklarsa lig tvden izlesinler.Stada koşuyorlarsa bağırsınlar Kısaca bağıranlara kıyak geçildiğini söylemesinler..O zaman onlarda bağırsın..

-Dünya'nın çoğu yerinde tribün ve saha arasında koşu parkuru v.b yok, bu durum sizce Türkiye'de yanlış bir tutum mu tabi teller'i unutmayalım.

Teller apayrı bi konu. Denizlispor bunu ilk aşan takım ve yıllardır stadımızda olay olmaz. Fenerbahçe taraftarı iki üç kez çıkarmıştır ama büyük çaplı değil.Tartan zemin, atletizim pisti vs. tamamen gereksiz. Futbol için ayrı stadyum, tenis kortları için ayrı stadyum, basketbol sahaları için ayrı stadyum istiyoruz.Ama ülkemizde nerdeyse stadyumlara hipodromu da koyup entegre spor tesisleri yapacaklar..

-Anlaşılan her taraftar gibi sizde dertlisiniz taraftarların dertleri hep ortak neden bir araya gelmek kimsenin aklına gelmiyor veya gelinemiyor?

Belki de geliyordur.Ama tribünde aktif rol almadığım için bu soruya cevap vermeyeceğim.Çok içinde değilim takımımı destekler giderim o yüzden gruplar nasıl hareket eder, ne yapar bilemem.

-UNİHOROZ'dan bahsetmiştiniz taraftar grubu değil mi?

evet bir grup.Genç Denizlisporlular Derneği çatısı altında hareket eder.Genç Denizlisporlular Derneğinin 2 grubundan biriyiz. Çamlıklılar ve biz UNIHOROZ

-Son söz?

Herkes kendi şehrinin takımını tutsun.Görelim bakalım İstanbuldan ne kadar gerçek Galatasaraylı, Fenerli, Beşiktaşlı çıkar.

-Bize ayırdığınız vakit için TEŞEKKÜR EDERİZ...

1 yorum:

Semt Aşığı dedi ki...

çok iddialı olmuş ya :D