5 Mart 2011 Cumartesi

Gündüz, gece, hayal meyal...


Uzun bir günün ardından yine sen düştün akıllara... Dağıttın bulutları beynimden ve sen düştün en kuytu köşelerden çıkıp beynimin en uç kısımlarına. Ne zaman dara düşsem, ne zaman aklım gidip gelse helezon misali ve ne zaman kalbim ferahlamak istese sen geliyorsun aklıma... Vicdanım en çok senin adında yumuşuyor, sen varsan hesap sorabiliyor kendim kendime... Sen varsan açılıyor gülbahçemin pencereleri, sen geliyorsan açılıyor baştan başa zincir vurulu kapılar...

Yorucu bir günün ardından tekrar yine sen düştün akıllara... Sararan umutlarımı yine sen yeşerttin bir anda, bir anda dalgınlığımdan faydalanıp içine çektin beni. Hayallerin ortasında kalakaldım bir an ve yapayalnızdı ortalıklar... Sen ve ben vardık metafizik gerilim sonunda... Akrostiş besteler söylüyordum isminin baş harflerinden oluşan, Adının harflerinden oluşan alfabemi ezbere sayabiliyordum o anda... Başımıza taşlar yağarken, konfetiler niyetine çıkıyorduk tellere... Ne umduğumuzu bulabiliyorduk, ne de bulabildiğimizle yetinebiliyorduk... Sadece seviniyorduk, seviliyorduk, seviyorduk...

Maşallahlar arasında ilerleyip, kuytu bir köşede dinleniveriyorduk, toz duman etraf... İlerden birilerini görüyorduk Esmerimsi çocuklar gülerek geliyordu. En önde abileri arkasında binlerce kardeşleri. Belliydi kavgadan çıktıkları, hepsinin yüzünde zafer tebessümleri vardı... Güneşe doğru yürürken onlar, bakakalıyorduk arkalarından, arkalarından güneş toplayın bizim için diye sesleniyorduk...

Yine götürdün beni uzak diyarlara... Hayallere, umutlara... Çıkamıyorum bir türlü, çıkartmıyorsun, izin vermiyorsun. Hep şu dağın arkası deyip kandırıyorsun beni. İşte geldik, bir durak sonra deyip uyutuyorsun yine... Kalktığımda gece karanlığı sarmış oluyor bedenimi, bir ruhu bedene ağır getirtiyorsun her sabah. Her sabah yüklüyorsun omuzuma taşıyamayacağım kadar yükü. Ve taşımaya azmediyorum senin uğruna, tam düşerken, uçurumdan yuvarlanırken, bir ayağım boşa gelirken, güneşe yürüyenler tutuyor kolumdam. Ben ne kadar vefasız çıkıyorum, onlar ne kadar vefalı... Bizler seni seninle yalnız bırakır mıyız? diyorlar ve eşlik ediyorlar hayallerime...

Düşüncelerim uykuya dalıyor, kapanıyor gözleri kalbimin... Hayallerimi devrediyorum sabah sabah... Gün doğdu şimdi uyuma vakti bizlere... Kaldırın bizi en karanlık gecelerde. Kaldırın ki aydınlatalım en kuytu köşedekileri... Zamansız ve apansız gidenleri... Aydınlatalım tarihi ve maziyi... Kaldırın... Unutmayın !

Sensiz bir yazı yazdık başkanım, affına sığındık... Eğer olurda okursan yazılanları telefonum 24 saat açık, eski numaranızı değiştirmişsiniz galiba. Dün aradım ulaşamadım... Bekliyorum... Uykumu dağıtın, gün boyu uyutmayın beni... Yüzlerce çağrı gelsin telefonuma hepsi de sizden olsun... Bekliyorum !

Hiç yorum yok: