Günümüzden tam 92 yıl önce kabul edildi M. Akif bey'in kaleme aldığı ve İstiklal Marşı olarak adlandırılan manzumesi. Arkasında Yeni Çağ'ın yenilmez imparatorluğu vardı. Fakat ne zaferleri ne de 3 kıtada koşturulan atları görebildi. Geç kalmıştı doğmakta, ölümünü görebildi bu 700 yıllık imparatorluğun... Kaderin bir cilvesidir ki imparatorluğun yıkılmasıyla birlikte kurulan onlarca yeni devletten birinde, yani bizim ülkemizde, Anadolu'da, bu yolda yapılan mücadeleyi anlatma görevi ona düşmüştü. İmparatorluğun zafer hikayeleri ile büyümüş bir adam için tahmin ediyoruz ki çok zor olur yıkımını görmek, yeni devletlerin kurulması ve bunun olduğu sırada bu uğurda yanan canları kaleme almak...
İstiklal Marşı adı verilen M. Akif'in manzumesi bayrağa hitaben yazılmıştır. Peki bayrak neden önemlidir ki M. Akif bey bayrağı muhatap alarak yazmıştır manzumesini ?!
Cevabı bugünümüzün en önemli sorunlarına ışık tutacak düzeyde...
M. Akif bey bu manzumeyi Cumhuriyet Türklerine ithaf etmemiştir. Bayrak uğrunda can veren Türk, Çerkez, Kürt, Yörük, Laz ve Arap her milliyete ithaf etmiştir ki bayrak bu akan kanlar üzerine biçimlenmiştir, vücut bulmuştur.
Arkadaşlar biz atalarımıza layık evlatlar değiliz. Atalarımız dil, din, renk ve cinsiyet demeden yan yana durup savaşmış topraklarını kurtarmış ve Anadolu'ya yeni bir devlet kurmuşlardır.
Atalarımız aralarındaki onca farklılıklara rağmen ülkeyi kurtarmak için beraber ölmüşlerken bu topraklarda, biz ileri götürmeyi gaye edinmek için beraber yaşayamadık... Anadolu yangın yeridir, kardeş kardeşi vurmaktadır, annelerin gözyaşları durmamaktadır, evlatlar öksüz ve yetim kalmaktadır...
Üzülerek söylüyorum ki kuruluşumuzdan bu yana "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" üzerimizde oynadığı oyunlarla bizi içeriden bölmeye ve bölge hakimiyetinin elimize geçmesine engel olmaya çalışmış ve başarılı da olmuştur. Tüm ülke birbirine düşman olmuştur...
Biz Demirsporlular olarak İstiklal Marşını doğru anlayanlardan olduğumuza inanıyoruz. İnanıyoruz ki bağlılığımız her türlü mezhep, inanç ve ideoloji üzerinedir. Kanıtı ise tribünlerde hem Mehter Marşı'nın hem de Çav Bella'nın söylenmesidir. Kanıtı deplasman otobüslerimizden inen renktaşlarımızın yarısının camiye yarısının tekel bayiye gitmesidir. Ve yine kanıtı Hem Atatürk'ün hem Che'nin pankartlarının tribünlerimizde asılı olmasıdır. Bizler renkler arasında ayrım yapmamayı öğrenmiş, aksine renkler ile yaşayabilen insanlarız...
Bu özel günde M. Akif beyi saygı ve hürmet ile anıyor ve rahmetli Sayın Muhsin YAZICIOĞLU'nun doğru tespit olarak düşündüğümüz sözü ile yazımızı bitirmek istiyorum
- "Bu devlete bir kimlik aranıyorsa İstiklal Marşı yeniden, defalarca okunmalıdır."
Birlikte yaşayabilmek ve yaşatabilmek umuduyla...
Şehrin asi çocukları,
İnançlarımızla !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder