31 Ekim 2011 Pazartesi

Kurmaylar karşı karşıya...

Uzun bir aradan sonra "Tarihten anlar" bölümümüze devam edelim.
Milliyet Gazetesi'nin 10.12.1974 tarihli baskısının 12.sayfasında yer alıyor fotoğraf ve yorumu şu şekilde :
Galatasaray-Adana Demirspor maçı başlamak üzeredir... Sarı Kırmızılı kurmaylar Metin OKTAY ve Jack Mansell yanlarında yedek oyuncular olduğu halde yerlerine giderken Adana Demirspor kurmaylarının önünden geçiyorlar... Muharrem GÜLERGİN acaba nereye bakıyor? Herhalde birbuçuk saat sonra kendisini çocuk gibi sevindirecek olan bir galibiyete bakıyor...

30.10.2011 Halısaha / Kebap ..

Adana Demirspor İstanbul Tayfası'nın ne zamandır gerçekleştirmek isteyipte; gerçekleştiremediği Halısaha organizasyonunun belini kırmış bulunmaktayız. Sahanın büyük olması nedeni ile 8'e 8 oynadık. Dışarıda çok sayıda tayfa mensubumuzun kaldığını söyleyelim :)

Fotoğraf makinası unutma alışkanlığım sürdüğü için sadece telefon ile yetinmek zorunda kaldık. Kusurumuza bakmayın. Halısaha organizasyonlarının devamının geleceğini belirtiyor, gelenlerin ayaklarına, yüreklerine sağlık diyoruz...

Maçın akabinde İstanbul'da bulamadığımız damak tadımızı gerçekten son anda bulduk. Adana Kebapçıları ile paralel çizgide gibi duruyordu. Tat ve servis olarak gerçekten Adana'yı aratmadı. Bu arada bizlere hasret giderme noktasında yardımcı olduğu için Orhan abiye teşekkür ederim.
Biraz uzak olmasına rağmen İstanbul'da Adana Kebabını başka yerde yemem bundan sonra herhalde...
İstanbul Tayfası'nın potansiyel ve organizasyon olarak kendini bulduğu anların içerisindeyiz galiba :)

Türkiye - Hırvatistan

Adana Demirspor İstanbul Tayfası olarak 11 Kasımdaki Türkiye - Hırvatistan maçına gidiyoruz. Biletler bugün itibariyle saat 11 de satışa çıktı. Biletlerimizi Pegasus Kale Arkası alt tribününden alıyoruz ( Kuzey Kale Arkası diye de geçiyor)

30 Ekim 2011 Pazar

1 Galibiyet daha !

Önemli bir maç, önemli bir skor, önemli bir başlangıç...
Önemli bir haftanın içerisinde oldu tüm güzellikler...
29 Ekim 2011 tarihli bir maça çıktı Cumhuriyetin çocukları...
Ardından Van'a yürekler yollandı, derinliklerden. mesajlar verildi en delikanlı olanından...
Ve ardından gelen galibiyetin mutluluğu bir başka oldu.
Öncelikle gelen galibiyetin bizim için anlamının büyük olduğunu düşünmeyen yoktur sanırım. Ancak; bu galibiyetin getirdiği mutluluğun, yaşanılanları unutmamak kaydı ile bir köşede saklamamız gerektiğine inanıyorum. Bir seriye başladık diye düşünüyorum. İnşallah yanılmam. Bu başladığımız serinin gidişatını belirleme noktasında hassas davranmamız gerekecek.

2 Hafta önce argoların içinde boğulan ben. Şu anda sükut içerisinde beklemekteyim. Şimşekler Grubu'nun şu anda izlemiş olduğu yol; bana göre en doğru yoldur. Bu tribünlerin mahremiyeti vardır. O mahremiyetleri de herkes öğrenemez. Bilen zaten biliyordur. Bu yüzden "yaşanılanları unutmayın" diyerek bir stres oluşturmak, bu noktada yersizdir. Zamanı geldiği vakit nelerin yapılacağı konusunda inancım tamdır...

Bu arada değinmek istediğim ve ne zamandır fırsat bulamadığım bir konuyu dile getireyim.
Şu anda "Adana'nın sporda sanal haber" noktasında sadece bir öneride bulunmak istiyorum. Demirspor bazında şu anda yapıcı ve bilinçli yayın yapan www.sporcukurova.com adresinden haberlerimizi takip ediniz. Herhangi menfii bir düşünce değil sadece şahsi düşümcemdir. Malum site tarzında sitelerin yaptıkları yayınlar bu kulübe zarardan başka bir sonuç getirmemiştir...

29 Ekim 2011 Cumartesi

Devam , Devam , Devam





Tuana, dallarına karlar yağıyor tuana
Ay, yüreğine ayaz vurur da
Sen üşürsün oralarda
Uyan, artık uyan
Kara gülüm zaman yok, kara gülüm
Mekan yok
Tut, asırlık umutlarla acılarla
Tut, bırakma peşini hayatın ateşini gel
Ah, akıp gider oyun akıp gider
Devam eder hayat
Ah, uyan da gel tuana
Yüreğim kan ağlıyor
Sana söz yine baharlar gelecek
Sana söz ışık sönmeyecek
Ölüm yok ki tuana uyan
Şimdi yaşanacak..


Sana söz yine baharlar gelecek.
Çiçekler tekrar kışı görecek olsa da , bahar için açmaya değer.
Saldırın !

28 Ekim 2011 Cuma

Deprem Bölgesine Yardım


Levent Özverenin açıklamasına göre cumartesi oynayacağımız 1461 Trabzonspor maçının gelirleri deprem bölgesine gönderilecekmiş. Bizede yakışan buydu..

Futbol, takım elbiselilerin oyuncağı olmuş!


Tayfamız mensubu,aynı zamanda sporx.com yazarı olan Serkan AKKOYUN'un yazısı. Ben çok beğendim, umarım sizler de beğenirsiniz!


Biz ne ara farklı takımları tutan, Türkiye’nin en büyük kulüplerinin taraftarlarını aynı statta maç izleme zevkinden mahrum bırakacak kararlar alma cüretini bulduk kendimizde?

Belki de hayatımın en cesur yazısına girişiyorum. Bu yazıda ünlü Alman düşünür ve siyasetçi Karl Marx'ı ve Portekizli diktatör Salazar'ı fiziken olmasa da düşün dünyasına verdikleri ile karşıma alacağım. Haddime bakın! Bu ne cüret…*

Üzerinde yaşadığımız 783 bin küsur kilometre karelik toprakların doğusunda, acının tarifsiz hissini art arda yaşadık. Önce yolun yarısına 15 kala yaşta olan genç çocuklar şehit düştü, ardından doğanın bize en büyük hainliklerinden birisi neticesinde yüzlerce insan başlarını sokmak için girdikleri evlerinin tabutları olmasına dayanamadı, can verdi. Bu iki olay arasında bağ kurmaya çalışan deve kuşu beyin-göz ilişkisine sahip insanlar ise sosyal medya aracılığı ile akıttılar faşist irinlerini.

Depremin açtığı yaraları sarmak için verilen çabanın, sayfamıza konuk olan kısımları taraftarlar, her takımdan olmak üzere ellerinden geldiğince baş aktörü oldular. Sana söz, bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım mesajını alınca bir sözlük yazarı, kalan milyonlarımızın gözleri doldu. Çünkü o yıkılan betonlar altında bedenler ruhlarına özgürlük kavuştururken insanlığın dimdik ayakta kaldığını gördük. Beşiktaş forması ile göçük altından çıkarılan Vanlı kartal, oradaki depremzedelere Konyaspor, Beşiktaş atkıları, formaları gönderen taraftalar diledi ki Tanrı'dan; barış gele tez gele ve hep beraber gülelim.

Nasıl yekvücut olabilecekleri böylesine ortada olan bir güruha yılların televizyon üstadı İlker Yasin'in "Zaten taraftarlar holigan gibi davranma niyetiyle geliyorlar maçlara, iyi oldu" minvalinde cümleler etmesine vesile olan ve az kalsın gerçeğe dökülecek saçma kararın yorumlaması: Şaka gibi…

Şimdi bunları aklımızda tutup, tarihte çok örneği olduğunu takdir ederek fakat bu satırların yazarının da bulunduğu bir maça, 4 Mayıs 2008 tarihli Adanaspor – Adana Demirspor maçına şöyle bir baksak ya...
http://www.sporx.com/img/2011/10/27/adana234.jpg

Adana 5 Ocak Stadı, eskilerin Taksim Stadı'nda Galatasaray – Fenerbahçe maçını izlerken anlattıkları gibi yarı yarıya bölünmüştü o gün. Yarısı mavi-lacivert, yarısı turuncu-beyaz olan stadı şehrin asi çocukları ile turuncuları kaplamıştı. Babalarımızın bin dokuz yüz bilmem kaç diye başladıkları hikâyeleri milenyumdan 7 sene sonra medeniyetlerin beşiği Çukurova'da görmek çok da abes değil, ancak Marx'ın afyonlaştırdığı, Salazar'ın halkı oyalamak için dayadığı futbolun kardeşlik türküsü söyleniyordu orada. Maça ellerinde beyaz güvercinler ile çıkıp uçuran Adana Demirsporlu futbolculara nispet yapar gibi çiçekleri taraftarlara fırlatırken gördük Adanasporluları. 3 sene içinde ne değişti de 2010 Avrupa Kültür Başkenti, 2012 Avrupa Spor Başkenti İstanbul'un en eski ve yaşanabilir ilçeler sıralamasında ikinciliği bulunan Beşiktaş'ta iki futbol takımı taraftarları aynı stadyumda maç izleyemeyecek duruma geldi?

Geçmişte yaşanan yüzümüzün katran karası olayları reddetmiyorum ancak futbolu taraftarsız, taraftarı da rakip taraftarsız bırakmak için bir makam sahibi olmak yeterli olmasa gerek.

Kullanmayı dahi bildiğinizden emin olmadığın twitter'daki tepkileri görünce mi caydınız kararınızdan yoksa?

Kızını karşısına alıp yaşadığı muhafazakâr çevrenin durumunu anlatmak yerine bir erkek arkadaşı var diye odalara kilitlemeye çalışan babadan ne farkınız vardı?

Banu Yelkovan'ın dediği gibi insanlar mısınız yoksa siz? Bir an önce hızlıca bir sonuca varmak için kalitesiz yapılar diken müteahhit gibi "Aman yarın bunlar birbirine girer yasaklayın deplasman seyircisini" diye karar mı verdiniz o an?

Yoksa Trabzonspor – Fenerbahçe... Yok artık!

Rekabet sarı-lacivertle siyah-beyaz, yeşil-beyazla kırmızı-siyah ve onların taraftarı arasındayken sizler formalılarla-takım elbiseliler arasında mı olsun istiyorsunuz artık?

Bu bambaşka renkteki insanları dünyanın en zalim fiili olan ölümün simsiyah tek renge bürüdüğü bir hayatta nasıl oluyor da ayırabileceğinizi zannediyorsunuz?

Akşam pişirdiğiniz yemeği sabah çöpe döktünüz. Bir öyle konuşuldu bir böyle, ancak sonunda kazanan yine taraftar oldu. Çünkü unutulmasın bu oyun topsuz da oynanır, yeşil sahasız da, kale direksiz de ama taraftarsız bir hiçsiniz.

Mahalle maçlarında bile kızlar izlemeye gelince coşan çocuğu hatırla…

Taraftarı karşınıza almayın kravatlılar.

Ez cümle:

Yahu koca koca adamlarsınız hiç mi oyun oynamadınız çocukken de bizim afyonumuza bulaştınız, oyuncak ettiniz?

* Yazar bu işaretli paragrafta, Arif Erdem'in alamadığı penaltılar kadar açık ve net ironi yapmaktadır. Bilginize.

http://twitter.com/#!/akkoyunserkan

27 Ekim 2011 Perşembe

Duyuru !

30.10.2010 Pazar günü saat 20.00 da Zeytinburnu Metro durağı yanından ki Halısaha da maçımız vardır. Adana Demirspor İstanbul Tayfası'nın tüm fertlerini saat 19.30 da Zeytinburnu Metro durağı'nda bekliyor olacağız. Herkes malzemelerini getirsin. Oynayamayacak halde olanlar yine de gelsin. Yeni yaptırılan az sayıdaki sweat lerin kalmama ihtimali var. Ayrıca Tayfayı ilgilendiren önemli konular konuşulacaktır. Eğer katılım beklenilen gibi gerçekleşmez ise İstanbul Tayfası'nın faaliyetleri biraz durağanlaşabilir... Bilgilerinize !

(Not : Zeytinburnu Metrobüs-Tramvay-Metro durakları yanyana)

26 Ekim 2011 Çarşamba

Havuzlardayız !

Bir fotoğrafta havuzlardan geliyor... Havuzda yüzmedik yer bırakmayın !
Adana Demirspor Yüzme Takımı (Yenilmez Armada)

Yüzeceğiz umutlara !

Daha önceleri de belirttiğimiz gibi; Adana Demirspor Yüzme Takımı (Yenilmez Armada) tekrar faal duruma gelmişti. Takımın kara antremanlarına devam ettiği haberleri veriliyor. Umarım eskiyi geri buluruz karşımızda...

Yıllar var ki bizler sizi özledik
Muharrem'in ruhuyla sizi bekledik
Yenilmez armada, yüz umutlara
Gururla taşıyın bizi aydınlıklara...

Kara antremanından bir fotoğraf ... Yaşa, Varol !

25 Ekim 2011 Salı

Pazartesi Sendromu

Haftalardır pazartesi sendromu bende farklı bir şekilde vuku buluyordu. Demirsporun haftalardır oynadığı kötü futbol ve alamadığı 3 puanlar neticesinde pazartesinden itibaren haftamız hep berbat geçiyordu. Bu sefer ise öyle olmadı..

Demirspor yine bildiğini okudu tam umutlarımızın köreldiği yerde yeniden bizi umutlandırdı. Demirspor işte bildiğiniz gibi. Biz ise onun ardından her daim umut etmeye devam edeceğiz..

Maçın bir bölümünü radyodan dinlediğim ve Demirspor sağlı sollu geliyordu bunun neticesinde 3-1 galip geldik. Fakat yine net pozisyonları cömertçe harcadığımız bir maç oldu. Umarım bu galibiyet gelip geçici bir heves değildir. Futbolcular tepkimizi iyi bir şekilde anlamışa benziyorlar, umarım biran öncede unutmazlar.

Trabzon maçıyla beraber az çok bazı şeyler netleşmeye başlayacaktır. İnşallah gülen taraf biz oluruz ve galibiyeti bol golle alırız !

23 Ekim 2011 Pazar

Can... Canlarımız !





Canlar, canlarımız...
Van'da meydana gelen, depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'ın rahmetini diliyorum. Yaralı kardeşlerimize ise acil şifalar...

Neresinden bakalım, neresinden tutalım. Kader e mi başvuralım. Allah en merhametli olandır. İnsanların merhametsizliklerini bu günde dahi dışa vurmaları Allah'a karşı utanmazlık, insan canına karşı şerefsizliktir.

Allah bizlere akıl fikir versin. Bizleri hidayete erdirsin..




Birazcık Nefes / 3 Puan

Mardin maçından beri bırakın 3 puanı , 1 puanı arar hale geldik.
Oynanan oyun , yaşananlar , tepkiler , sus işaretleri derken
Alanya yetişti imdadımıza,
Çokta iyi oldu bu 3 puan
Zira şanssızlığımızı , üzerimizdeki cenabetliği attığımızı düşünüyorum.
Ama yetmez..
Asıl iş, içerde oynayacağımız maçta..
Neyse,
Bununla birlikte futbolcularımızın da özgüveni yerine gelir umarım.
Çünkü ''özgüven sorunu yaşıyoruz ve ihtiyacımız olacan tek şey bir galibet'', demişlerdi.
Bekliyoruz.
Bandırma ile puan farkı 10 ve Bandırma haftayı bay olarak geçirecek.
Moral açısından iyi olabilir,
Tabi evimizde 1461 Trabzon'u yendiğimiz takdirde.


Bu arada gollerimizi ; Emre Hasan Balcı , Mehmet Kahriman , Soner Ergençay kaydetti.
Umarım hareket yapmadan , yanlış anlaşılmalara meyil vermeden böyle gollerine devam ederler.
O zaman tepki veren Demirspor taraftarı , omuzlara almasınıda inanın herkesten daha iyi bilir.
Tribüne hareket yapanı değil , sevincinden tellere tırmanana kucağını açar taraftar.


Gelecek hafta rakibimiz , 1461 Trabzon.
Trabzonspor'un pilot takımı.



Bu çıkışın sürmesini bekliyor , diliyor , umut ediyoruz.
Bu yüzden hep destek , tam destek ( hak edildiği sürece )

Bir Umuttu Yaşatan İnsanı




Sözlerimi geri alamam
Yazdığımı yeniden yazamam
Çaldığımı baştan çalamam
Bir daha geri dönemem

Akıyorsa göz yaşım kurumasın
Coşup seven gönlümse durmasın
Dost bildik anılarım çağırmasın
Bir daha geri dönemem

Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da
Her nefes alışımız bayramdı
Bir umuttu yaşatan insanı
Aldım elime sazımı

Yine aşınca çayın suyu boyunu
Belki yeniden karşıma çıkacaksın
Gözgöze durup bakınca göreceğiz
Neyiz ve nerelerdeyiz
Bilemiyoruz şimdi...

U18 : Ankaraspor 2-2 Adana Demirspor

U18 lerin liginde Ankaraspor ile oynayan gençlerimiz 2-2 berabere kalmışlar. Ankara Tayfası gençlerimizi sağolsunlar yalnız bırakmamışlar. Bloglarında ;
U18'leri Ankara deplasmanında yalnız bırakmadık. Baştan sonra üstün oynasak da golleri ancak rakip 10 kişi bulunca atabildik. İlk yarı net pozisyonları değerlendiremedik ama rakip iki kornerden iki gol buldu. İkinci yarı rakip 10 kişi kalınca 2-2'ye getirdik ama yine net pozisyonlar kaçtı.
Maça; Emre Selen, Mertkan Köziğ, Cenk Şeker, Mehmet Gayır, Hüseyin Arslanoğlu, Ali Osman

Antepli, Yasin Aytan, Burak Bulan, Kemal Atalay, Yunus Ünsal, Ahmet Bener 11 ile çıktık.

Maçtan sonra futbolcular üzgündü, rahat kazanacakları bir maçta iki puan kaybettikleri için. İbrahim Hoca, takımına güvendiğini söyledi.
şeklinde yazılarını girmişler.
Ayaklarınıza, yüreklerinize sağlık...

19 Ekim 2011 Çarşamba

Başımız sağolsun !

Tarih : 24 Mayıs 1993
PKK ateşkes ilan etmiş, silah bırakma noktasına gelmiş ve dağılma süreci başlamıştı. Raporlar Bingölde PKK nın eylem yapacağını, askerlerin ise emre rağmen bölgeye korumasız, silahsız geldiğini (gönderildiğini) ısrarla dile getiriyor. İki ay önce ilan edilen ateşkesin bozulması için bir kıvılcım lazımdı. Oldu !
-----------------------------------
Tarih 19 Ekim 2011
?

Kış-Soğuk-Yardım

İstanbul'un şu soğuk günlerinde, etrafınıza daha dikkatli bakmanıza yarayacak bir uyarı !

Yolun bir kenarına oturmuş, elleri soğuktan morarmış, burnu kızarmış bir insan görüp ve hiç birşey yapamamanın vermiş olduğu üzüntü yerine, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin "0212-455 13 00" numaralı hattını arayıp, gelinmesi gerek yeri söylemeniz yeterli olacaktır. Belediye bu tarz insanlarımıza barınma ve beslenme hizmeti veriyor. Son derece güzel bir uygulama. Anadolu yakası için "0216- 342 11 95" numaralı hat geçerlidir.

Umarım bu tür uygulamalar sadece soğuk kış gecelerinde değil, yılın her gününde uygulanır... Onun bedeni, sizin yüreğiniz ısınsın !

18 Ekim 2011 Salı

Artık bitti !



Artık bu taraftarın önünde birer engelsiniz. Sadece sen değil, hepiniz. Sen ve senin zihniyetinde olanlar. Üzerindeki formanın, altındaki makamın, cebindeki paranın hakkını vermeyenler. Artık direncin en "BABA" sını göreceksiniz. Tek tek gitmenizi istemiyoruz. Toplu şekilde, toplu halde. Özür dilesen ne olur, dilemesen ne olur?

Üzerimize sıçramış onca çamurun özrünü bekliyoruz biz. Adama gibi özür dilemek. çıkıp Adana'nın o muhteşem (!) basınının karşısında özür dilemek değil, kimseye bir açıklama yapmadan, hatanın en erdemlisini yapıp; ÇEKİP GİTMEK !

Tekrar söylüyorum. Bu saatten sonra bu taraftarın önünde birer engelsiniz. Her an altında kalabilirsiniz. Genel Kurul da başkanlığa adaylığını koymayı düşünen şahıs; sende istenmiyorsun. Artık kayyum korkuları geride kaldı. Mustafa abinin dediği gibi "Bu kulübün ölüsüde bizim olacak, diriside..."

GİDİN ULAN !

17 Ekim 2011 Pazartesi

Beddua edin, düşelim !

Ben bir Adana Demirspor taraftarıyım. Adım, sanım önemli değil onun için. Ama o benim için çok önemli... Yazdığım yazı şahsi düşüncelerimdir ona karşı. Buraya yazmamdaki neden ise; daha çok beddua, daha çok umut olmasından dolayıdır.

25 yaşındayım. Süperlig'in yanından geçmedi bedenim ve ruhum. Şimdi ki adıyla Bank Asya'yı da çok fazla görmedim. 2.Lig B kategorisinin en ücra köşesinde yer aldım. Ama adam gibi durdum, adam gibi boy gösterdim hayallerin ortasında.
Ve hala umurumda değil; Süper Lig, Bank Asya veyahut en mükemmel transferler. Umurumda olan; sadece "ONUR ve GURUR" materyallerinin üzerine inşa edilebilmesi armanın... Kimileri kopya kağıdı muamelesi yapsada "HALKIN TAKIMI" olabilmektir umudum. Bunca riyakarlığın, sahtekarlığın, düzenbazlığın ve delikanlısızlığın içinde gurur duyduğım tek yapıdır "ŞİMŞEKLER GRUBU"... Halkın Takımı olamasakda, halkın tribünü olabildik belkide... Ancak yıllarca çekilen acıların hala en içinde yer almaktayız. Ki; çektiğimiz acılar ne son dakika yenilen bir gol, ne de son anda bir alt lige düşme acısıdır. Çekilen acılar, paranoyaklaşmış bir yönetim zihniyetinin, ölü bir Adana toprağının en yetkili merciileri ile beraber hareket edip, yer kapmaca tarzı bir oyun oynamasıdır.

Sıkıldık artık, eskiyi özledik. Hemde çok eskiyi. Sizlerden yardım istiyorum. Demirspor taraftarı kendini bulurken, bir ruhu sergilerken, bir duruşu yakalarken; yanında kul hakkı ile karnını doyuran, yetim hakkı ile kendini avutan bir kapalı kutunun olmasından rahatsızlık duyuyor. Ve sizlerden beddua etmenizi istiyorum. Daha alt liglere düşerek, daha az maddiyata önem vererek, daha çok gençleri sahiplenerek yaşamak istiyorum. Ve beddua bekliyorum.

Hüznün bize yakıştığı aşikar ancak kaderi "YENİ BAŞTAN OYNAMAK İSTİYORUM."
Bu sefer sevinçten ve mutluluktan ağlamak istiyorum... Yapmanız gereken tek şey;
"Yarabbi, yine düşmeyecek, yine hayal kırıklıkları ile dolu olacak ama bir aksaklık olsun, bir talihsizlik olsun ve Adana Demirspor ONURU ve GURUR ile ligden düşsün"

16 Ekim 2011 Pazar

Mehmet Kahriman


''Bizi buraya layık gören Yönetim kuruluna , başta başkanımız olmak üzere tüm herkese teşekkür ediyorum.Layık olmaya çalışacağız arkdaşlarımla birlikte çünkü burası köklü bir camia , Taraftarı olan potansiyeli olan büyük bir şehirdeyiz . Hedefi olan Bankasya'ya çıkarmak için elimizden geleni yapacağız , Allah utandırmasın.'' (Mehmet Kahriman)

Elinden geleni fazlasıyla yapmak derken , kendi taraftarına sus ! işareti yapmayı mı kastetmiştin ?

Bu işin özürü yok bilmeni isterim..Bahaneler lügatınız var ama bu hareketin hiç bir bahanesi yok.
Demirspor taraftarı , kendisine yapılan hiç bir yanlışı , ayıbı , terbiyesizliği unutmaz Mehmet Efendi !
Yıllardır her ortamda , her platformda futbolcusunu savunan ,dil uzatmayan , uzattırmayan bu cefakar taraftara yapılabilecek en büyük saygısızlığı yaptın.

Üstün çizildi.

Eskiye dönelim, çok eskiye...

Yazıktır, günahtır. Kişiliğiniz bu kadar mı? Şerefiniz, haysiyetiniz, Namusunuz bu kadar mı?

Takımın kötü gidişatı tek bir kişinin işine yarayacak o da herkes tarafından bilinen, başkanlıkta gözü olan, eskiden beri üzerimizde karanlık güç gibi dönüp dolaşan kişiliksiz insanlardan bir tanesidir. İleriki tarihlerde Genel Kural'da başkanlığa aday olduğunu açıklayıp ; "Elimizden geleni yapacağız." cümlesinin arkasına sığınıp, memlekette bir makam sahibi olmanın vermiş olduğu burun kalkmışlığı ile, gelen paraları cebe indirecek, sonra elveda deyip, temliğe gidecek.

Öldüğünde, musallaya yattığında, hakkınızı helal ediyor musunuz? dediklerinde; bizler hep beraber HARAM OLSUN ! Diyeceğiz. Ne sen ilksin en de son olacaksın bu kulübün karanlık eli.

Bu karanlık ellerden kurtulmanın artık tek yolu var. Dibe çakılmak. Bu durumda bu karanlık güçler yardım etmeyecek. Ne de olsa artık para gelmeyecek. İddaa olmayacak, menejer olmayacak...
Ve biz başbaşa kalacağız. Elbet Vicdan sahibi temiz bir el tutar bu elden. Artık dualarınız eskiye dönmek için olsun, çok eskiye... Amatöre... Amatöre düşelim...

10 Ruhsuz : 1 - Kırklarelispor : 1



Film , kaldığı yerden devam ediyor...

Bu teknik direktörle de , bu futbolcularla da , kimse kusura bakmasın ama bu kadar ses çıkaramayan yönetimle de , bu kafalarla da 17 yıl şarkıları söylemeye devam. Taraftarı uyutmaya devam.

Yazıklar olsun , aldığınız paraların hakkını vermeyenlere haram olsun..Diyeceğiz de , siz ondan da anlamazsınız.

(Neden 10 kişi olduğunu merak edenler , biraz düşünsünler bu takımda formanın hakkını kimin verdiğini)

Adana Demirspor 'umuz - Kırklarelispor



Yer: ADANA 5 OCAK STADYUMU

Tarih: 16.10.2011

Saat: 15.00


Kırılma noktamız olsun..
Gitti denilen yerden dönsün Şampiyonluk.
Yapmanız gereken şey çok basit: Güzel futbol-Mücadele-3 Puan
Çıkın ve Kale arkasındaki gençlere , kapalıdaki bayanlara , maratondaki amcalarımıza , Ankaraya , İstanbul'a , İngiltere'ye , Avustralya'daki Ahmet abimize birer zeytin dalı uzatın..

Hem bu sefer ilçe ve ya köy takımı da değil.

Bizim için,
Forma için,
Rengin için,

Artık yeter !

OYNA-SALDIR-KAZAN !

"Benim Gülen Yüzüm" #CEBİMDE YOKTU,YÜREĞİMDEN VERDİM

...

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Sıcak bir yaz akşamı,ailecek teyzemlerde oturuyoruz...Kumandaya uzanıp televizyona hafifçe ses veriyorum.Hissiyatım yerel kanaldaki Demirspor haberini kaçırmamak istiyor fakat zihnim çay içip üstüne karpuz kestiğimiz bu normal aile ortamından soyutlanmanın yanlış olduğunu kanıksamış.Bir yandan teyzemin elime tutuşturduğu karpuz dolu tabağı alıyorum, bir yandan da gözucuyla haftalardır transferde adı geçen futbolcuları almış mıyız diye televizyonu yokluyorum.Derken sol yanımdan ani bir şekilde orta açılıyor ceza sahasına,Adanasporlu eniştem ceza sahamda vuruyor voleyi;

''siz bu sene de çıkamazsınız''...

Hiç istediğim bir şey değil bu.Ayda bir kere anca görebildiğim insanlarla geçirdiğim zamanı klasik futbol muhabbeti yaparak harcamak doğru gelmiyor elbette.Lakin eniştemin vurduğu topu mutlaka kalemden çıkarmam lazım.Sol yanıma dönüp plonjon yapan bir kaleci edasıyla ağzımı açıyorum,hoş sohbetle geçen aile ortamını zedelememeye özen göstererek,lafı geçiştirmek üzere ''çıkmasa da farketmez'' diyorum.Çok büyük bir laftır aslında ''çıkmasa da farketmez''.Ama karpuz yediğimiz klasik bir aile akşamında bir anlamı yok elbette.Sussam gönül razı değil,anlatsam kimse anlamaz! Kimsenin idrak etmesini beklemiyorum.Neyse ki eniştem kaleciden dönen topa atılırken ince bir alay edasıyla ''sabredin,sabredin bir gün çıkarsınız elbet'' diyor.

Kafamda eniştemi susturabilecek onlarca cevabı oluşturabilecek binlerce cümlenin hepsini es geçiyorum,yılların verdiği hayalkırıklığın böyle alakasız bir ortamda alakasız bir muhabbetle hatırlatılması benim için problem değil,keyifli bir aile muhabbeti yaptıktan sonra 6 aylık kuzenimi öpüp sevmenin peşindeyim.Sebebi budur ki, muhabbeti içimdeki duygusallık ekseninden atıp ''ya enişte,ne buluyorsun şu takımda,ciddi soruyorum,neyi çekiyor seni? Taraftarı olmadığına eminim,renkse araban bile mavi,Demirspor'un büyüklüğünü de biliyorsun,neden yani Adanaspor?'' diyorum.Amacım eniştemin vereceği cevaba ''o da doğru,sende haklısın,haha hehe'' falan filan deyip muhabbeti bitirmek ve minicik kuzenimi kucağıma almak.Derken aklımdaki bu güzel düşüncenin rüzgarda dalgalanan bir yaprak gibi uçup gitmesine neden olan cümleler silsilesi geliyor eniştemden...

''Bak Gencay'' diye başlıyor,sigarasını yakıyor,derin bir nefes alıyor ve ardından aylardır zihnimde kendini sürekli tekrarlayan cümleleri sıralıyor,''Benim babam hasta Demirsporlu'ydu.Sürekli maçlara giderdik beraber.5-6 yaşında ya varım ya yokum.Bir maçta Demirspor farklı mağlup.Tribünde herkes sinirli,tepkili.Babam maçın bitimine yakın maratonun tellerine indi,ağlaya ağlaya futbolculara sövmeye başladı.Bende anlamsız anlamsız napıyor bu adam diye onu izliyorum.Derken maç bitti,futbolcular soyunma odasına giderken babam küfürlerin dozunu iyice arttırdı.O an babamın psikolojisini sen düşün artık,adam oracıkta felç geçirdi.Sinirden dilini ısırmış ağzını açamadılar.Ellerini de tellere sımsıkı yapıştırmış öylece kaldı.İtfaiye ekipleri tellerden alıp ambulansa bindirinceye kadar hüngür hüngür ağladım.Kısmi de olsa sırf Demirspor yüzünden felç geçirdi adam o gün yani.O yaşta kolay bir şey değildi benim için.İşte o gün bu gündür Demirspor'dan hep nefret ettim...''

Güler misin,ağlar mısın? Donup kalıyorum.Sıradan bir futbol muhabbeti ortamın tüm neşesini alıp götüren acılı bir Müslüm Gürses şarkısı kıvamında arabeskleşiyor bir anda.İçimde doğan hüzün güneşini sadece iki dudağımın arasından belli belirsiz çıkan ''haklısın'' lafıyla geçiştiriyorum.

''Haklısın enişte,haklısın''... Yüreğim o an kömürleşse de spor haberleri eşliğinde bal gibi karpuzu yemeye devam ediyorum...

Başka bir gün,lanet bir sabah...

Akşamdan kalma bedenimle kör kütük halde yatarken çok sevdiğim bir abimin telefonuyla irkiliyorum.Gözümü açana kadar telefon kapanıyor,bakıyorum 6 çağrı.Gözlerim gerekli mağrurluğa ulaşamadan ortama aykırı bir şekilde telefonum bir kez daha çalıyor.

''Kusura bakma abi ya,uyuyordum.''

''Gencay sana çok kötü bir haberim var''

''Hayrola,ne oldu abi ya?''

''Bekir Çınar intihar etmiş,bu sabah iple kendini asmış''

Amcam ve dedem öldüğünde hissettim ben bu hissi.Göğüs kafesinde tonlarca ağırlığında bir kütle hissedersin.Konuşmak istersin ama kelimeler boğazında kitlenir.Saniyenin yüzde birinde yüzbinlerce cümle yoklar beyninin kıvrımlarını.Sebep-sonuç hepsine en ağırından söversin.Aldığın her nefes zülm gelir o an.Sevdiğin kızı başkasıyla kolkola görmeye benzemez.Can dostunun yüzüne düşen gözyaşını görmeye benzemez.Kalabalık bir kavgada elmacık kemiğine oturan bir yumruk gibi sarsar seni.Ömrünü adadığın takımın finalde 5 yediğini görmeyle ise uzaktan yakında alakası yoktur.Zamanı durdurup ölmeyi dilersin ama simsiyah bir hüzün bulutu kaplar içini saliseler içinde,bağırmak haykırmak istersin ama dudaklarından zar zor dökülür sadece üç hece;

''yapma ya!''

Yapma be abi,yapma...İş mi şimdi bu? Telefonu kaparsın.Gözlerin görmesin,ellerin tutmasın ve hatta zihnin düşünmesin istersin.Ama elinde değildir.Onlara söz geçiremezsin.Zihinsel depremine fiziksel çaren yoktur.Asla içinden geçenleri anlamazlar.Zamanı durdurmak istersin ama saatine baktığında yine hayalkırıklığına uğrarsın.O andan sonra ''gerçekle'' savaşın başlar,kabullenmek istemezsin duyduklarını.Ama zaman düşman olmuştur bir kere sana.Gün akıp gitmektedir.Mecburen nefes alır,mecburen su içer,,mecburen birşeyler yer ve mecburen istemeye istemeye gözünü kapayıp aklındaki düşüncelere rağmen uyursun.Yaşamını durduramazsın...

Telefon çalar,''Yarın sabah 10'da kaldıracağız cenazeyi'' der birisi.Gidersin,zihnin kapalı bir halde...O keyfini kaçıran mezarlıkta yakınlarını,ortak arkadaşlarını,hatta düşman olduğun rakip takım taraftarını bile yanında görürsün.Bir nebze olsun iyi gelir ama kaybettiğinin kişinin önemi daha da büyür bir anda içinde,bu daha da derin sızılar demektir kalbinde.Aklından çıkmaz.Resimlerine bakarsın gözlerin dolar.İçine akıtırsın gözyaşlarını.Yedisi,kırkı derken haftalar böyle geçip gider...

Başka bir gün,lanet bir gece...

Günün yorgunluğu sırtındadır,telefona bakar durursun,kız mesajına cevap atmamıştır.Denkleştiremediğin ev kirası beynini kemirir durur.Bitanesi kız kardeşini özlemişsindir,2 gün sonra gireceğin sınav da selam çakar yorgun bedenine.Canın sıkılır,önce sitemkar bir şarkı açarsın,sonra da bir tuborg kırmızı.Zaman bu sefer dost gözükür sana...

Ailen,arkadaşların,varsa sevgilin...Hayatını tartar durursun.Dertlere derman var mı diye düşünürsün.Derken yine o mavilik gelir aklına üstü başı toz içinde pis pis sırıtarak.Açarsın eski bir maçın videosunu Youtube'dan,hat-trick yaparsın tuborg kırmızıyı..Herşey uçar gider,geçmişin güzellikleri ya da kaybedişleri canlanır zihninde.Gittiğin uzak bir deplasman gelir aklına,dostunun omzunda söylediğin bir beste,boyadığın bir pankart ya da deplasman otobüsünde dönen bir muhabbet.Zihnin geçmişle dans ederken yine kaçınılmaz sonun farkındasındır...O gelecektir yine aklına.Vuslat vaktidir,buruk bir halde...Gelir zihnine ömürlük misafir,yine başlar göğüs kafesin sana ağır gelmeye.Düşünür durursun...Keyifli anlardan başlarsın.Halı sahada bizle maç yapmasını hatırlarsın.Maç dışı bir gün kale arkasında takılırken ''Merhaba çocuklar'' deyişini hatırlarsın,gülen yüzü eşliğinde.Sıkıntımız olursa çözeceğinden eminizdir.Klübün kebap gününde kebapçı olur,taraftar forumlarında internet kurdu olur,tribünün üstü kapatılırken mimar olur,Livorno gelirken organizatör olur,deplasmanlarımızda gırtlak patlatan bir taraftar olur,kazandığımız maç sonu üçlü çektirirken esmer bir yiğit olur ya da kaybettiğimiz maç sonu ağlayan esmer bir çocuk olur.Ha bir de unutmadan,protokolde de başkan olur.Hem de en alasından...Hat-trick kesmez,önce 4. sonra 5. golünü atarsın,hislerin tavana vurur,çektiği acılar gelir aklına,derin derin iç çeker durursun.Hayatın ceza sahasındasındır artık,acımasızlığına sürekli sitem edersin,okkalı okkalı söversin.Anlamlandıramazsın olanları.Belki de onun en vurucu anı belirir zihninde bir anda,uçup gidersin Büyük Başkan'ın o son gecesine.İçindesindir o gecenin,acıları yaşarsın yeniden.Adanademirspor.com'da forumu karıştırırken başkanı online gördüğünü hatırlarsın... ve yazar shout-box'a;''selamlar,şampiyn adna demrspor''... Niye böyle yazdı diye düşünmeden edemeyişin gelir aklına,yine derin bir iç çekersin...Offf...O gecenin sabahını ise düşünemeyecek kadar diptesindir artık,sen ve biran bitmiştir,yatıp uyumaya karar verirsin.Zihninde onun güleryüzüne elveda dersin,gözlerin dolmuş bir halde.Güzelce bir küfredip hayata,yatarsın güzel yatağına.

Lakin bilirsinki peşini bırakmayacaktır.Demirspor'u hayatından çıkaramayacağına göre o da sürekli zihnini yoklayacaktır.Hayatının geri kalanında mutlaka yitirdiklerinin özlemi üzecektir seni.'' Böyle hayatın...'' diye başlarsın cümlelerine sürekli,20-30 yıl daha yaşama ihtimalinin azımsanamacak büyüklüğüne rağmen.Yeri gelir acıya da güler hale gelirsin.Rutine bağlar sürekli başa sararsın...

Ne eniştemin babasının suçunu anlayabildim bu hayatta,ne de Büyük Başkan'ın...Ne de yüzbinlerce renkdaşımın...Biz mücadele ederken uğrunda kibirli kibirli güldü kimi zaman Demirspor.Düştüğümüzde bir tekmede o vurdu karnımıza.Bazen de dertlerimizi ona anlattık,göl kenarından armasına bakıp hayata tutunduk.Gidecek yerimiz yoktu,düşmanımız çoktu.Ona sığındık,ailemizden birisi saydık.Cebimizde yoktu,yüreğimizden verdik.Onunla büyüdük,onunla yaşlandık.Dostlar edindik,canlar verdik,kazanmayı,çoğu zamansa kaybetmeyi öğrendik.Kimi zaman sayesinde yüzümüz güldü.Kimi zaman üzüldük.Ağladık.Yüzümüz gülse bile derin derin ağladık...Ama hiç bir zaman vazgeçmeyi aklımızın ucundan geçirmedik...Ucunda ölüm olsa bile...

Başka bir gün,lanet bir gece...

''selamlar,şampiyon adana demirspor''

...

Gencay Sivuk

"Benim Gülen Yüzüm" #FanzinYazıları

Selamlar,uzun bi'aradan sonra tekrardan blogda yazmaya başlıyorum.
Konumuza dönecek olursak, yaklaşık 2 ay önce İstanbul Tayfası olarak Bekir Çınar için çıkardığımız "Benim Gülen Yüzüm" fanzinimizin birbirinden değerli yazılarını buraya ekleyeceğim,okuma fırsatı bulamayanlar için.

İyi okumalar!

Pablo Pablo Pablo...

Bugün Tayfamızın "PABLO AİMAR"ının doğum günü. Adamın en hasından, Nike kramponları ile, esmer bakışları ile, besteleri, güfteleri, sözleri ve en önemlisi Adana küfürleri ile baştacımız Pablo... iyi ki doğdun; bizimle beraber oldun !
Doğum günün kutlu olsun kardeşim !

Özür : Pablo'nun doğum gününü kutlamışken, önceki günlerde blogumuzun yazarlarından birisi olan Onur TİRENG kardeşiminde doğum günü idi ve bir insan kusuru olan unutmak ile ona karşı büyük bir ayıp yaptım. Kusura bakmayasın kardeşim. Seninde gecikmeli olarak doğum günün kutlu olsun !

14 Ekim 2011 Cuma

Biz 17 Senedir Hazırız




ŞİMŞEK HAZIR !

Pazar günü 5 Ocak Stadı'nda oynayacak olan Adana Demirspor Kırklarelispor maçının hazırlıklarını aralıksız sürdüyor. Mavi-Lacivertli futbolcular geçtiğimiz hafta Ünyespor deplasmanında alınan yenilgiye çok üzüldüklerini belirterek, "Artık bu maçı unutmamız lazım. Kendi evimizde oynayacağımız Kırklarelispor maçında çok iyi futbol oynayıp üzdüğümüz taraftarımızı sevindireceğiz" dediler.


Evet ,geçenlerde ne demiştik ? Bahaneler lügatı.
Alın işte size , bir örnek daha.
Anlamadığım şey, Kıklareli'ni farka boğsak ne olacak ?
Taraftar buna inanacak mı ?
2 hafta sonra aynı şeyleri yeniden yaşayacaksak ne anlamı var ?

Dilerim ki bu sefer de biz yanılırız...
Ama şunu da unutmayın , yıllardır tüm yerel gazetelerin ve Adana'ya ait spor sitelerinin başlığı hep ''Şimşek Hazır'' ve benzeri başlıklar olmuştur.
Bunlara da karnımız tok..
Yıllardır öyle hali hazırda pek bir Demirspor göremedik..

Tekrarlıyorum , umarım sezon sonuna kadar biz yanılırız.
Fakat sizler de şunu unutmayın ki , bir büyüğümüzün söylediği gibi ;

Bizler 17 senedir hazırız , sizleri bekliyoruz.

13 Ekim 2011 Perşembe

Aynı Tas Aynı Hamam (2)

Kendimde yazabilecek gücü yeni buldum. Aslında aynı şeyleri söylemekten de yoruldum. Biz söylemektek yorulduk Demirspor aynı şeyleri yapmaktan yorulmadı..

İlk haftadan beri olanlara şöyle bir bakarsak perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Mardin maçındaki mücadele dün gibi aklımda o zamanki durumu belirttiğimde yazımı düşündürücü (!) bulanlar vardı. O zaman ,her zaman olduğu gibi, gördüklerimi yazmıştım. Daha erken denilmişti haftalar geçmeye devam ediyor hala mı erken? Demirporda erimeye ve bizi eritmeye devam ediyor. Velhasıl Demirspor yine aynı değişen birşey yok bizler ise her zaman olduğu gibi umutla birşeylerin değişmesini bekliyoruz.

Bizim kuşak ne zaman bir başarı görecek? Ne zaman üzülmeyi bırakıp sevinmeyi öğreneceğiz?

11 Ekim 2011 Salı

Top sizde !

Hasretimi içime saklıyorum ve o şekilde yazıyorum tüm kirli cümlelerimi buraya !
Derdinizin en manasızlaştığı anda yazıyorum tüm kötü dileklerimi...

Bizlerin Demirsporlu oluşunda en ufak bir faydası olmayan sizler, bizleri Demirspor'dan soğutmaya, ayrılmaya, adını anmamaya rücu edemeyeceksiniz. Hayatımda çok mutlu olabilirim. O anlardan biriside sizin o üzerinizde bulunan mavimsi tonlardan ibaret ama kimilerine göre umut, ümit, hayal, aşk, nefret ve muhabbetin arasından çıkan onur, gurur ve şereften ibaret !

Hayatımın en mutsuz günlerinde yer aldığınız, mutsuzluk üzerine ruhsuzluğunuzu sardığınız bu günlerde sizleri insaniyetimin en makul düzeyinde selamlıyorum. Bir kahvenin hatırının kırk yıl olduğunu biliyorsanız, bir damla gözyaşının kininin, öfkenin esiri olacağını bilmelisiniz.

Suskunluğumuzun arkasında hep Demirspor'umuz vardı, hep onun tonu, hep onun samimiyeti vardı. Belki ileriki günlerde dahi bu suskunluğumuzun arkasında onun adı olacak. Ama bizim suskunluğumuzun; çeşitli alternatiflerinin olduğunuda unutmamak, doğru anlamak ve doğru anlatmak gerekir.

Belki bu hafta galip gelecekseniz. Belki de fark atıp, yeneceksiniz rakibi. Belki asrın futbolunu oynayacaksınız Adana'da. Korkudan veya aklın yapısından... Onurlu bir Demirspor deyip, onursuzluğun içerisinde kendimizi bulduğumuz an. Bizlere inanın ki; oradan çıkmaya değil, onursuzları, gurursuzları oradan atmak için mücadele ederiz. Ettikte. Belki yıkamadık, belki taş üzerinde taş bıraktık, belki kökünü kazıyamadık ama bir hesabı olacak ! Yıkılan her umudumuza, yıkılan kişiliğiniz eşlik edecek.

Bu yazıyı yazarken, tektim ve tek olarak bitireceğim.

Beni üzmeye, benimle beraber kardeşlerimi üzmeye hakkınız yok. Ez cümle. Ben sabahtan akşama kadar ağlayabilirim, gözlerimde ki yaşı saklayabilirim, içime atabilirim, hüznümü gizleyebilirim. Etrafıma baktığımda tek bir kardeşimizin gözünde nem gördüğüm anda sizlere karşı ne büyük bir kin ve nefret dolu olan kalbimi sergileyebilirim. Lütfen bana bu kalbi sizlere ifşa etmemi zorlamayın.

Sizlere karşı duyulan zannettiğiniz sevgi ve bağlılığa aldanmayın, çünkü tribünde dile getirilen her bir söz size değil bir ruha hitap eder. Eğer o ruhu yakalabilirseniz; bu sevginin size karşı ne büyük bir nimet olduğunu görebilirsiniz.

Bu yazım, belki devrik cümlelerle dolu oldu, imla hatalarını çok yaptım belkide. Belki anlam kaymaları yüklendi her bir cümleme. Söylemek istediğim düşüncem şu.

Bizleri lütfen üzmeyin. Evinize, çoluğunuza çocuğunuza götürdüğünüz bir lokma ekmeğin helal olup olmadığını düşünün yeter ! Bizler bu takımı çok seviyoruz ve tertemiz kalmasını istiyoruz. Lütfen bu "CAN" ı kirletmeyin. Taşıyamıyorsanız, taşımak istemiyorsanız lütfen gidin ! Benden bu kadar susuyorum ! Sizlere inanmamı sağlayın. Top sizde !

Şşşşttt

10 Ekim 2011 Pazartesi

Olması Gereken



Adana Demir Spor futbolcularından Raşit Sevindir,Süleyman Varlık,Samet Özen,Kadir Keleş süresiz kadro dışı bırakıldı.Ayrıca bu oyunculara 10'ar bin tl para cezası verildi.

Futbolcu Halil Çelik'in ise kulüle olan ilişkisinin kesilmesine karar verildi.


Kaynak: AHA PORT

9 Ekim 2011 Pazar

Demirspor / Bahanesi En Bol Takım



SEZON BAŞLAMADAN ÖNCE: ''Bu grubun üstünde takım kurduk'' , ''şampiyonluğun en güçlü adayıyız'' , ''çok güzel kura çektik açık ara birinciyiz'' , ''Demirspor büyük camia ,buraları haketmiyor'' , ''Buraya geldiğim için mutluyum'' , ''Camianın beklentilerini biliyorum'' , '' kamp ortamı çok güzel'',''arkadaşlık üst seviyede''

SEZON İÇERİSİNDE : ''bu maçı telafi edip taraftarlarımızla barışacağız'' , '' taraftar bizim itici gücümüz mutlaka maça bekliyoruz'' , '' zamana ihtiyacımız var'' , ''çıkışa geçeceğiz'','seri yakalayacağız' , 'futbolcularıma güveniyorum' , 'X oyuncu hırs küpü', 'Y oyuncu göz doldurdu' ,'3 puanla dönmek istiyoruz' , 'Gol atmayı beceremiyoruz'


SEZON SONUNA DOĞRU : 'Play-off'lara kaldığımız için mutluyuz' , 'Play-off'larda elimizden geleni yapacağız' , 'inanıyoruz' . Falan filan

Hiç bir Demirspor taraftarının bu cümlelere yabancı olduğunu düşünmüyorum..Herkes kelimesi kelimesine ezberlemiştir tüm bunları.
Ve eminim ki derleyip toparlasak bir bu kadar daha bahane çıkardı.


İşte bu da 5 Milyon TL'lik takımımızın ve diğer takımların bu hafta aldığı skorlar.

Sadece bu maç hakkında konuşmak istemiyorum.Ortada büyük çapta yanlışlar var ve zincirin bir halkası olarak her hafta karşımıza çıkıyor.

Şöyle ki ,

Yönetimsel bazda hatalar giderilmedikçe düzlüğe çıkmamız imkansız.
Yola devam etmediğimiz Ali Güneş'i eleştirdikte , gelen hocanın kariyerine göz attık mı ? Daha önceden herkesin tanıdığı , bildiği , bu sefer bu işi başarabilir düşüncesiyle diye alındığını yani aslında kumar oynadığımızı herkes biliyor.
Eyüp maçıyla start aldık , Kızılcahamamla devam ettik , Ünye'ye kadar geldik. Alınan sonuçlar ve oynanan oyun ortada,kapasitesi belli. Burası staj yapma yeri değil dediğimiz Soner Tolungüç'e haksızlık etmez miyiz , Durmuş Ali Çolak'ın stajına müsade edersek ?

Futbolculara gelirsek , Aldığınız paralar tüm kamuoyuyla paylaşıldı.
Gerçekten bu ligin üzerindeki takım olduğumuzdan olsa gerek , ligin üzerinde rakamlarda paralar alıyorsunuz. Hakkını vermiyorsunuz , ligin son sırasındaki Ünye karşısında tel tel dökülüyorsunuz , maç bitsede gitsek havasında sahada geziniyorsunuz , lafa gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz .YAZIKLAR OLSUN SİZLERE.



Her geçen hafta şu puan cetvelinden biraz daha utanıyoruz , biraz daha yüzümüz kızarıyor.

'CANIN SAĞOLSUN ' , 'KAFANA GÖRE KOŞ' , 'SEN YENİL BİZE İNAT BİZ SEVELİM SENİ HERKESE İNAT' tarzı yıllardır dilimize sakız ettiğimz laflardan da sıkıldık artık.
Demirspor bu hafta ne yaptı ? Diye soranlara ;' Adana'nın en ücra köyü kadar olan bir ilçe takımıyla berabere kaldı ya da mağlup oldu ' demeye biz artık utanıyoruz ve sizin bizi , bu aldığınız paralar doğrultusunda kandırmaya ve utandırmaya hakkınız yok.

Sakın ola bu hafta ki maç yorumlarınada da, '9 kişi kaldık ' , 'istediklerimizi sahada uygulayamadık' , 'hakem katletti' bahaneleriyle bize gelmeyin..Artık yemeyiz hakikaten doyduk.

Gelirsenizde en fazla , bahaneler lügatınızı genişletmiş olursunuz.
Bari boşuna burda harcanmayın.

Helal Olsun Sizlere



Ünyespor:1 - Adana Demirspor'umuz:0


Teşekkürler Çocuklar.Bizlere bu gururu her hafta yaşattığınız için.

Bu alkışlar sizlere.

Mavi Şimşek


Bizim için ,

Forma için ,

Rengin için ,

Artık yeter , Allah için


Oyna , Saldır , KAZAN ! ! !

8 Ekim 2011 Cumartesi

Samsunspor Taraftarına Uygulanan Zulüm

Yazı alıntıdır. Alıntılamamın sebebi ise, duyarlı bütün arkadaşların bunu paylaşıp, tepkisini göstermesi gerektiğini düşündüğüm içindir. Çünkü bu, bugün bana, yarın sana olarak devam edecek bir uygulamadır.



Sporda şiddet yasası adı altında, samsunlu futbolseverlere uygulanan zulümdür.

- samsunspor-gençlerbirliği maçında, ''bizim için gençlere de koy'' tezahuratı yüzünden 80 kişiye 1 yıl müsabakalardan men ve para cezası verildi.
- samsunspor-manisapor maçında, güvenlik kameraları ve polis kameraları aktif olmasına rağmen, sivil polisler ellerinde telefonlar ile insanları çekti ve ''amına koyayım'' diyen kişilerin tc kimlik numaraları alındı ve haklarında işlem başlatıldı.
- samsunspor-manisaspor maçında, emniyetin tutumunu protesto eden şirinler grubu, stadyum çıktı ve kişiler evlerine kadar ekip arabaları ile takip edildi, kameraya çekildi.

80'li yıllarda, gençler siyasetten uzak dursun diye, stadyumlar kurtarılmış bölge haline getirildi, tam 30 sene stadyumlarda olanlara göz yumuldu, polis telsizleri kapatıldı, emniyet amirleri kafalarını çevirdi, savcılar başka yöne baktı, koskoca devlet 3-5 tane serseri tribüncünün esiri olunca da, sporda şiddet yasası çıkartıldı ama bu yapılanlar zulümdür, başka açıklaması yok. bu ülkede sporda şiddetin %90'ını bedava bilet ve çift turnike oluşturuyor, sen reyizlerin eline verilen biletleri kesersin, maçlara biletsiz girişi engellersin, sporda şiddet zaten biter. sen sporda şiddetin ana damarlarını kesmeyip, yüzeysel olarak göz korkutmaya çalışırsan, olmaz. bu yapılanlar faşizmdir, başka açıklaması yok.

samsun'un yeni spor bakanı'nın memleketi olduğunu ve sporda şiddet yasası için pilot bölge seçildiğini ayrıca belirteyim.

7 Ekim 2011 Cuma

Demirsporlu musun ? Allah Bağışlasın



Pazar günü deplasmanda karşılaşacağımız Ünyespor hakkında bilgi toplarken ilginç bir detay gözüme takıldı.Kulübün resmi sitesinde , yönetici adı ve yaptıkları bağış miktarı açıklanmış.

Şöyle ki ;

''ADI SOYADI BAĞIŞ MİKTARI

M.ÇETİN SALMAN 40.000 TL
BURÇİN AKER 50.000 TL
ŞÜKRÜ GÜNAÇ 50.000 TL
ATA AKAR 50.000 TL
ALİ BAYRAKTAR 50.000 TL
MURAT YİĞİT 50.000 TL
FAHRİ ATEŞ 100.000 TL
AHMET ARSLAN 30.000 TL
ALİ İHSAN ERUZUN10.000 TL
AHMET ÇAKMAK 20.000 TL
HAYDAR SEZEN 70.000 TL
HÜSEYİN UZUN 30.000 TL
HASAN KAYMAK 30.000 TL
BÜLENT DELİCAN 20.000 TL
ORHAN ALTUN 60.000 TL
AHMET KARAGÖZ 50.000 TL
AHMET ERDEM 30.000 TL
KEMAL YANKUNCU 30.000 TL
AHMET ARPACIOĞLU21.000 TL

TOPLAM 791.000 TL



Ordu'nun 76.000 nüfuslu bu ilçesinin takımının yöneticileri aralarında 791.000 TL'lik bağış toplayıp kulübe aktarmışlar.
Aklıma direk rahmetli Başkanımız Bekir Çınar döneminde yapılan yardım gecesinde 2.5 milyon nüfuslu , sözde Koca şehir Adana'dan topladığımız 58.000 TL geldi.
Küçük Samet'in kumbarası geldi.
Sahipsizliğimiz geldi.
100 lira alacağı bulunan adamların (yönetici) bile kulübe temlik koydurması geldi.

Ayrıca bu takımın resmi sitesine göz atanlar , alınan kombine miktarı ve ödenen rakamıda ''Şeffaf'' bir şekilde görebilmektedir.


İlçe takımlarından , köy takımlarından ve onların bakımsız patates tarlası biçimindeki futbol sahalarından bıktık diyoruzda , onların yaptığı şu işlerin sanırım %1'ini bile yapamıyoruz.
Gelin önce hep birlikte bunları aşalım , sonrası heralde gelir.En azından öyle ümit ediyorum.

Ya da boşver çalan çalsın , yiyen yesinde ; Sen, 'sahipsizliğin içinden' saldır Demirspor !

4 Ekim 2011 Salı

En iyisi Gökçek Wederson !

Sporcukurova.com'daki habere göre Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in oğlu Ahmet Gökçek bu hafta oynadığımız Kızılcahamam maçına gelmiş, çocuklarına Demirspor forması giydirmiş. Bir taraftarımız bloğa yorum bırakmıştı. Demirspor'umuza birileri talip diye. Bende cevap vermiştim. Bu takım Halkın takımı, Taraftarın takımı diye... Zannedersem arkadaşın bahsettiği talip olayı bu.

Fevri olarak hareket ediyorum ve diyorum ki; çocuklarınız bizim maçımıza gelip Demirsporlu olsun, siz de olabilirsiniz sorun yok.. Ama Demirspor'u satın almaya kimsenin ne gücü ne de parası yeter. Eğer böyle bir ihtimal gerçekleşmeye yaklaşırsa; o halde Demirspor tarihinde hiç görülmemiş bir direnişle karşılaşılacağını biliyorum. Umarım bu olay sadece "Anneniziz veya Baba tarafınızın Adana'ya dayandığından ötürü olmuştur." Başka düşüncelere gerek yok...

Gökçekler Ankara'da kalsın. Bize gelirse Gökçek Wederson gelsin !

Haber'in tamamı için... TIKLAYIN

2 Ekim 2011 Pazar

Kızılcahamam maçı üzerine

Aslında söylenecek pek bir şey yok. Çünkü söylenmesi gerekenleri daha önce söyledik. Ama yine de bir şeyler söylemek istiyorum... (Garip bir başlangıç oldu ama olsun)

Kızılcahamam maçına kadar oynadığımız 3 maçın sonuçlarına bakarak takım üstünde yorumlar yapılabileceğini, fakat olumsuz eleştiriler için biraz erken olduğunu düşünüyordum. "Çünkü oynadığımız 3 maçın ikisi dışarıdaydı, ve bu 2 maçtan 4 puanla ayrılmayı bilmiştik. Evet, iyi oynadığımız söylenemez ama en nihayetinde hanemize 4 puan yazdırmıştık."

Aynen böyle düşünüyordum Kızılcahamam maçına kadar. Fakat şimdi böyle düşündüğüm söylenemez.. Maçın ilk yarısında iki takım da sahada yoktu. Ama Kızılcahamam devreyi önde kapattı. Yine "eyvallah" dedim. İkinci yarıya fırtına gibi başladık, "hadi" dedim. İkinci yarıya öyle bir başlangıç yapmamız, takımın galip geleceğine karşı olan inancımın kemikleşmesini sağladı. 65. dakikaya kadar top Kızılcahamam yarı sahasında tıkılı kaldı. Zaten 59. dakikada golü bulmuştuk. Maçın sonuna kadar mükemmel bir mücadele ortaya koyduk. Tam da Demirspor taraftarının istediği gibi bir mücadele. Peki ya sonuç? Kendi evimizde 1 puan ve hüzün.. Şampiyonluğa oynayan bir takımın iki iç saha maçından toplam 1 puan alması ne kadar mükemmel bir durum değil mi? Sanırım bu konuda hemfikiriz. Eğer hemfikirsek daha fazla bir şey söylenmesi gerektiğini düşünmüyorum. Bir kaç şey daha söyleyip susacağım.

Biz, neden gol yemeden oynayamıyoruz? Neden gol yemeden gol atamıyoruz? Neden gol yemeden akıllanamıyoruz? İstediğimiz sadece mücadele iken, neden sahada mavi-lacivert formalı adamlarda bir mücadele göremiyoruz? Her maçta Kızılcahamam maçının ikinci yarısındaki gibi oynasalar, o formanın hakkını verseler, kötü bir şey mi yapmış olurlar? Böyle büyük bir kulübe yakışmıyor bu durum..

Tek isteğim var; o formanın hakkını verin, yenilseniz bile o formanın hakkını verin. Ki yenilgimiz bile onurlu olsun. Yeter ki o formanın hakkını verin. Adem Tel ağabeyin de dediği gibi: "Bizim daha fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Söz artık futbolcularımızda."

(Yazı çok masumane oldu, ama içim böyle değil. Niye böyle oldu acaba? Sanırım resmiyete dökülecek ilk yazım olduğu için.)

Artık Yeter !

Ayrı bir başlıkta uzun uzun değerlendireceğiz fakat burda da geçmeden olmaz..Maç yorumlarımızı , görüşlerimizi mümkün olduğunca izlediğimiz , gözlemlediğimiz futbola göre dayandırmak istiyoruz lakin 'Adana Kanalları' buna ne kadar izin veriyor merak konusu ? Deplasman maçını verip , içerdeki maçları yayınlamayan Kanal-A 'mı ? ADS TV uzantısıyla yayın yapıp içerdeki maçları yayınlamayan Akdeniz Televizyonu mu ? Artık bizim de uyduda kanalımız var oley ! diye övündüğümüz Koza Tv'mi ?


Kızılcahamam :
35 bin nüfusuyla hemen hemen Adana'nın 100/1 nüfusuna sahip olan bu ilçe takımı , Adana'nın küçük bir beldesi kadar olan , adını sadece oraya kamp yapmaya giden takımların duyurduğu takıma boyun eğdirdiğin için ................. Demirspor'um ( Boşluğu siz doldurun)
Artık gerçekten yeter bu rezillik.
Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz , dilimizde tüy bitti ama biz söylemekten bıktık sen bu huyuna devam etmekten bıkmadın.

Neyse Futbola dönelim ( İzlediğimiz değil , dinlediğimiz kadarıyla )



İlk yarıdaki hem dinlediğimiz hem de Adana 5 Ocak ile sürekli irtibatta olduğumuz Demirspor adeta kanser sebebiydi.
Alışılmış serbest vuruş taktiğiyle gelen gol , sorumluluk üstlenmeyen , top bana gelmesin maç bitsin havasındaki futbolcular , Durmuş Hoca'nın Diyarbakır Diski'de görev yaptığı sırada aldığı cezadan dolayı yedek kulübesinde olmayışı, Levent Özveren ve Bekir Sıtkı Özer'in neden maça gelmediğini anlamaya çalışırken ilk yarı tribünden gelen haklı ( ! ) protestolar ile tamamlandı...

2. yarıya Halil-Sait , Bilal-Bedri değişikliği kan yapmış olacak ki ard arda net poziyonlar bulduk fakat bunları cömertçe harcadık , ta ki 59. dakikada Sait Özdemir'in ayağından bulduğumuz gole kadar. Bu dakikalardan sonra da rakibini hataya zorlayan Demirspor Burhan'ın ayağından gol kaçırmaya devam edince skor 1-1 'de kaldı.
Çıkışa geçmek isteğimiz bu maç adeta kursağımıza oturdu.

Bu hafta ki skorlar

Puan Cetveli


Gelecek hafta


Söylenecek çok şey var , bir o kadar da hiç bir şey yok aslında.
Bandırma 4 'te 4 yaparak aramızdaki puan farkını 7'ye yükseltti.Şu saatten sonra işimiz gerçekten zor , çünkü hem Bandırma hem Kızılcahamam hava yakaladılar ve her ikiside kendilerini en çok zorlayacak takım konumunda gördükleri Demirspor'dan puan aldılar hem de deplasmanda.
Haftaya 76.000 nüfuslu Ünye ile oynuyoruz.
Ligin , 1 puanla son sırasında yer alıyorlar.Fakat beraberlik ya da mağlubiyet almamız benim için süpriz skor olmaz , neticede Demirspor bu.

1 Ekim 2011 Cumartesi

"Kızıl Siyah" hoşgeldin...

Geçen hafta dışarıdan destek verdiğimiz Eyüpspor - Adana Demirspor karşılaşması sonrasında tanıdım Onur kardeşimi, iletişim konusunda erken davrandık bu sefer ve kaybetmek istemedik isimlerimizi :)
Demirsporluluk duruşuna sahip bir kardeşimin daha burada yazması benim için mutluluk verici. Umarım aktif bir yazar olur ve diğer yazarlara da örnek olur, hevesin kaçmasın, klavyen bozulmasın :)
Tekrar hoşgeldin.. Kızıl'ın cesaret, Siyah'ın güç olsun...

Kızılcahamam maçı öncesi !

Yarın saat 15:00 da belkide kaderimizi belirleyecek bir maça çıkıyoruz. Peki Eyüp maçı sonrasında ne değişti veya ne değişecek?
Durmuş hoca takımı ilk defa Eyüp maçında izlemişti (Resmi bir maç olarak), hocanın futbolculara Eyüp maçının cd sini izlettiği ve yapılan hataları tek tek belirttiği bana göre çok güzel bir haber. Takip ettiğimiz kadarı ile futbolcular üzerinde bir baskı oluşturmuş Durmuş hoca. Umarım bu baskı başarıyı getirir.
Kızılcahamam maçına Uğurtan'ın yetişmesi bir hayli sevindirici. Bunun yanında herkes tarafından övülen Bedrican da bu haftaki kadroya alınmış bulunmakta. Samet ise bu hafta kadroda yok. Yıllardır olması gerek bu. Kötü oynuyorsan oturacaksın, iyi oynuyorsan sahada olacaksın !

Kızılcahamam karşılaşmasının önemini bir kez daha belirterek, taraftarlarında bu maçın önemini kavrayarak, bu şekilde hareket etmeleri ve destek olmaları gerekmektedir... Futbolcu oynayacak, taraftar yardımcı olacak !