İlk maçı evimizde kaybettik.
Biz taraftarların tek sorunu bu değildi elbette ! Şimşeğe yakışır bir maç olmalıydı bu... Oldu da !
Maçı sunan spikerin sürekli tribünlerden bahsetmesi ki bu kolay bir şey değildir. Bununla beraber hayatını kaybeden Gizem ÇINAR kardeşimizin hatırasını unutmamamız elbette ki.
Maçta en çok hoşuma giden yer burasıydı. Nasıl anlatmalı ki bunu... Hiç görmediğin birini kurtarmak için seferber oluyorsun, kan veriyorsun, ailesiyle üzülüyorsun, iyileşmesi için dua ediyorsun... Şimşekler grubu her zaman ki gibi memlekete insanlık dersi vermişti. Birileri yıkarken hala biz yapıyorduk. Birileri Gizem'i gazete kenarlarında okuyup, okuduğu biter bitmez unuturken biz hep onunlaydık...
İnsanın doğru yerde olduğunu hissetmesi çok güzel bir duygu.
Tabii ki de kusurları da vardı taraftarın... Birbirine giren bir grup vardı tribünde, çevik kuvvet girip ayırdı. Hiç hoş bir manzara değildi, Yakışmadı bu taraftara bu görüntü...
Oysaki küçüklüğümüzden beri Göksel Ağabeyimizden kaç kere dinledik Atatürk parkında bu olayların olmaması gerektiğini. Anlaşılan bu konuşmaları dinlemeyen şimşekler de var şaşırdım doğrusu...
Bu iki sorundan birinciydi; İkincisi maç öncesi sahada sürekli bize yakışmayan müzik örnekleri, bize ait olmayan bestelerin ritmleri çalındı. Acaba bu bir provokasyon olabilir mi bilmiyorum ama çalan her müzikte oynamamamız lazım, bizim bir adımız ve yerimiz var...
Evet sahada hezimet yaşadık ama tribünlerde Spikerin sürekli bizden konuşmasını sağlayarak, Gizem'i unutmamamızla olmasını gerekeni yaparak geçer not aldığımızı umuyorum. Tek kusur çıkan arbedelerdi.
Maçı 3-0 kazansaydık ama Gizem'i anmasaydık aynı gururu yaşar mıydım emin değilim...
Yüreklerde ışıksın, ışıklar içinde uyu GİZEM !!!
Sevgi, Saygı, Bağlılık.
İnançlarımızla !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder