21 Mayıs 2012 Pazartesi

Bekle bizi mutluluk | Altınordu

İstanbul'un alacakaranlığında koyulduk yola. Bir biz varız, birde konuşulanlar. Umut var, hayal var, tarihin tekerrür edilebilmesi var. 
Beşiktaş-Kabataş'tan vapura binme telaşı, biraz dinlenmek, ardından Bursa'ya varmak. "Ulan şu Bursa'yı geçemiyoruz ya. Başka da birşey demiyorum." demek var.
Bursa'dan 5 saat kadar da otobüsle çekmek yolu. Otobüste sadece biz ve umutlarımız... Varmışız İzmir'e. "Burada inebilirsiniz diyor muavin." Sanki "İşte zaferin başlangıç noktası burası" der gibi. "Hayallerinizin odak noktası" der gibi. İniyoruz otobüsten. Bir minibüs sefası çekiyoruz ardından Bornova-Buca hattında.
"Çevik Bir" Meydanı'nda iniyoruz. 
Pablo : "Abovvvv. Pazar kurulu. Hadi girek peynir zeytin felan alak da yiyek" 
MiTo : "Ebenin ki ya. İzmir'e Peynir yemek için mi geldik."
Pablo : "Heee Sanki bana Paris'te yetiştin ya"
Gülüşmeler arasında oturuyoz bir çay bahçesine. Gelen selam veriyor, giden selam veriyor. "Bu maçı sizinde almanız lazım, bizimde" diyor Altınordulular... "Siz bu maçı kaybedersiniz sadece küme düşersiniz ama biz kaybedersek HAYATTAN DÜŞERİZ." 
Derken yanımıza Göztepe'den Adana Demirspor'a gelen Evren geliyor. Birde onun zamanından konuşuyoruz. Aklımızda kalan bir sözü "Adana Demirspor'u taraftara göre kuracaklar ki; başarı gelebilsin. Sizin gibi takımına bağlı başka bir taraftar göremedim ben."
Rakip takım tribünü önüne geçiyoruz. "Bilet bitti." sözünün arkasından, ali cengiz oyunları ve kendilerini Altınordu tribününde bulan Adana Demirsporlular. Formaları gören yetkililere burada mı seyredelim diyerek kendilerini ait oldukları yere aldırması... Kardeşlerinin yanına...
Derken maç başlıyor. 
Herkes inanmış, inanmayan tek bir kişi dahi yok. İnanmışlık seslere yansıyor, kısılma yok. İnanmışlık yumruklara yansıyor, gözlere yansıyor. Yorulmak yok...
Takımın iyi oynadığını görmek bizleri daha mutlu ediyor. Umudumuz biraz daha artıyor. Soner, Emre, Erçağ hepsi inanarak oynuyor... Ercan ALBAY yerinde duramıyor. Biz yerimizde duramıyoruz. Ve maç bitiyor 1-3
Emre Hasan BALCI'nın son dakikalarda gördüğü sarı kart ve cezalı duruma düşmesini zannettiğimiz an. Ve bizden daha çok üzülmesi, biz böyle futbolcu istiyoruz. Biz bizden daha çok üzülen, bizden daha çok ağlayan ve mutlu olmak gerekiyorsa; bizden daha mutlu olan futbolcu. Ne var ki; cezalı duruma düşmediğini öğrendik. Mutlu olduk...
Gittiğimiz her deplasmanda muhakkak yaşanılan bir durum "Sizin gibi taraftar görmedim, transa geçiyorsunuz." bu sefer İzmir'de Emniyet Müdürünün ağzından çıkıyor...
Ve çıkıyoruz staddan. Herkes mutlu, herkes biraz huzurlu... 
Yer Denizli, Hoca Ercan ALBAY. Tarih 27 Mayıs.
Mesaj var, mesaj...
Siz bizi yeter ki çıkarın, ölürüz yinede sizi geri düşürmeyiz !


Hiç yorum yok: